Doğan BEKİN, DR.FATİH ERBAKAN VE KOLTUK ADABI
GündemYeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, Genel Başkan Fatih Erbaka'nı anlatıren, kendilerini bir an da Rahmetli Erbakan hocanın karşısındaymış gibi hissedip: "Kendimizi geçmişe o derece kaptırdık ki, o anda sanki cümle kapısı yeniden açılacak ve Erbakan Hoca her zamanki o heybetli yürüyüşüyle; “selamünaleyküm” diyerek nuranî güleç yüzüyle salondan içeri girip toplantı masasındaki koltukta yerini alacak gibi bir his içimizi kaplamıştı" dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, genel başkan Fati Erbakan'ı anlattı.
Bekin Genel Başkan Fatih Erbakanı anlatırken şu ifadeleri söyledi:
Prof.Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın rahmeti rahmana kavuşmasından bir süre sonra yeni yol haritasının belirlenmesi amacıyla konutta yapılan Milli Görüş istişare toplantısı için bizler de davete icabet etmiştik.
Hepimiz Dr.Fatih Erbakan’ın toplantıya gelmesini beklerken, geçmişte Erbakan Hocamızın çalışma ofisinde geçirdiğimiz nice önemli anılar birer film şeridi gibi yeniden zihinlerimizde canlandı. O anda ortaya çıkan hüzün iklimi bir bakıma geçmişin hatıralarla örülü duygu katmanlarının yeniden gözler önüne serilmesine vesile oluyordu. O toplantıdaki yoğun manevi atmosfer ,kalplerimizin geri planında temellenen farklı duygu ve heyecan seli oluşturmuştu.
Erbakan Hocamızın çalışma ofisinde Milli Görüş’ün duayen isimleri de aynı duygular içerisinde oradaki eski anılarını bir bir canlandırmaya çalışıyorlardı. Gözümüze ilişen başta müstesna Kabe örtüsü olmak üzere, Erbakan Hocamızla adeta özdeşleşmiş olan tüm eşya ve objelerin cansız bedenlerine adeta misk ve amberi çağrıştıran rayiha sinmiş gibi tek tek yerli yerinde duruyorlardı.
O duygu içerisinde, kendimizi geçmişe o derece kaptırdık ki, o anda sanki cümle kapısı yeniden açılacak ve Erbakan Hoca her zamanki o heybetli yürüyüşüyle; “selamünaleyküm” diyerek nuranî güleç yüzüyle salondan içeri girip toplantı masasındaki koltukta yerini alacak gibi bir his içimizi kaplamıştı.
Derken Dr.Fatih Erbakan hafifçe kapıyı aralayıp içeri girdi. Hepimizle musafaha yaptıktan sonra bizleri nazikçe toplantı masasına davet etti. Herkes boş bulduğu sandalyede yerini alırken, nezaket timsali Fatih Erbakan da, her zamanki alçak gönüllü tavrıyla boş bulduğu bir sandalyeye oturmaya çalışıyordu. Erbakan Hocamızla özdeşleşen o özgün koltuk ise bomboş duruyordu.
Dr.Fatih Erbakan,büyük nezaket ve tevazu içerisinde Erbakan Hocamızın koltuğuna oturmamaya büyük özen gösterdiği gözlerden kaçmıyordu. Tam o sırada Erbakan Hocanın en yakın çalışma arkadaşlarından bir büyüğümüz, hafifçe yerinden doğrularak lisan-ı hâl ve kal ile Erbakan Hocamızın koltuğuna Dr.Fatih Erbakan’ın oturması için kendisinden ricada bulundu.
Dr.Fatih Erbakan, büyük bir tevazu ve edeb- erkân içerisinde Erbakan Hocamızın makam koltuğuna oturmamaya büyük çaba gösterdiyse de, bu sefer Hocamızın tüm yakın çalışma arkadaşlarının hep bir ağızdan ısrarlı ve kararlı tutumları karşısında koltuğa yavaşça yönelerek oturdu.
Gerçekten de, o koltuğun hiç boş durmaması gerekiyordu. Nitekim ilk toplantıda zihinlerde kalan en önemli nirengi noktası da bu gelişme oldu gibi. Böylece Milli Görüş’ün ikinci kırk yılının ilk adımını oluşturan o istişare toplantısında Erbakan ismiyle müsemma olan “sembol koltuk” boş kalmayıp yeniden Erbakan ile dolmuş oldu.
İlginizi Çekebilir