© Davam Haber 2020

Eski Başbakan Tansu Çiller: 28 Şubat’ta ailemle tehdit edildim

28 Şubat döneminde Başbakan Yardımcısı olan Tansu Çiller yaşadıklarını Yeni Şafak’a anlattı. Çiller, "Darbe projesinin hedefi Refah Partisi’ydi. Ancak DYP de fiili hedef oldu. Hükümetten ayrılmam için tehdit aldım. Bize sadece ‘partiniz parçalanır’ demediler. ‘Ailenizden şu gider, bu gider’ dediler. O zaman ‘İpim cebimde, ne yapacaksanız bana yapın’ dedim. İki evladım ve eşim üzerinden tehdit edildim" ifadelerini kullandı.

Eski Başbakan Tansu Çiller, Türk demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat postmodern darbesini ve 28 Şubat sürecinde yaşananları Yeni Şafak’a anlattı. 28 Şubat sürecinde Başbakan Yardımcısı olan Çiller, darbeye giden süreçten aldığı tehditlere, Batı Çalışma Grubu’ndan DYP’nin parçalanmasına ve 28 Şubat MGK’sında yaşananlara kadar bir dizi tarihi ana ışık tuttu. İşte dönemin en önemli aktörlerinden biri olan Çiller’in anlattıklarından satır başları:

“REFAHYOL” DEDİK DARBE SÜRECİ BAŞLADI

Eski Başbakan Tansu Çiller: Parlamenter sistemi umut diye sunmak millete ihanet

Eski Başbakanlardan Tansu Çiller, Türkiye gündemine ilişkin Yeni Şafak'a açıklamalarda bulundu. Yuvarlak masa etrafında bir araya gelen 6 muhalefet partisinin parlamenter sisteme dönüş önerisini değerlendiren Çiller, parlamenter sistemin millete umut olamayacağını söyledi. Parlamenter sistemde ortaya çıkan koalisyon tabloları yüzünden Türkiye'nin yönetilemediğini vurgulayan Çiller, “Türkiye tekrar koalisyonlara emanet edilmemeli. Bu koalisyonların nelere mal olacağını yaşayarak gören birisiyim' dedi.

ÇOCUKLARIM VE EŞİMLE TEHDİT ETTİLER

Darbe projesinin hedefi Refah Partisi idi ancak Doğru Yol Partisi de fiili hedef oldu. Refah Partisi ile koalisyon kurmamamız için baskılar yapıldı. 28 Şubat’a gelmeden önce de hükümetten ayrılmam için tehditler aldım. Bize sadece “Partiniz parçalanır” demediler. “Böyle giderseniz eğer ailenizden şu gider, bu gider” dediler. O zaman “İpim cebimde! Ne yapacaksanız bana yapın” dedim. İki evladım ve eşim üzerinden tehdit edildim. Bunlar demokrasiyle bağdaşır şeyler değildi.

GÖNDERDİĞİM VEKİL ONLARA KATILDI

BÇG’yi ortaya çıkaranlar cezalandırıldı

Batı Çalışma Grubu’nu (BÇG) ilk ordudaki bazı askerlerden duyduğunu kaydeden Çiller, bunu hükümetin çözmesini istediğini ancak konuyu Demirel’in askeri kanada verdiğini belirtti:

DEMİREL KONUYU ASKERE TAŞIDI

Olay ortaya çıktıktan sonra Erbakan’la bu konuyu istişare ettik. Erbakan’a “Bu işe hükümet el koymalıdır. Cumhurbaşkanı’na götürmek doğru olmaz” dedim. Cumhurbaşkanı’nın bunu askeri kanata aktaracağını biliyordum. Erbakan ise bizim atacağımız bir adımın toplumu böleceğini belirterek konuyu Sayın Demirel’e götürdü. Ama Cumhurbaşkanı tahmin ettiğim gibi bunu askeri kanada verdi. Askeri kanat da bunu yapanları araştırmak ve önlemek yerine bunu ortaya çıkaranları adeta cezalandırma süreci başlattı. Netice itibariyle bu projeyi tasfiye ettik. Ama demokrasi tarihinin bir ayıbı olarak hala hatırlanmakta.

Yazın bakalım!

Tansu Çiller, 28 Şubat 1997’deki MGK’da Demirel’in, bürokratların seçilmiş siyasilere hakimiyet kurmasına müsaade ettiğini anlattı:

KOMUTANLARI EMEKLİ EDELİM

MGK’dan çıkıp önceki darbe süreçlerini yaşamış tecrübeli arkadaşlarımı topladım. Ne yapacağımızı tartıştık. Bütün Kuvvet Komutanlarını ve Jandarma Genel Komutanı’nı derhal emekli etmemiz gerektiği kararını aldık. Bunu Sayın Erbakan’a teklif ettim. Ancak Erbakan uzlaşarak bu işin içinden çıkmamız gerektiği görüşündeydi. Erbakan, “Cumhurbaşkanı bunu imzalamaz” dedi, haklıydı. “Seçime gidelim” dedim. “Bu Meclis’ten seçim kararı çıkmaz” dedi. “Çıkmasın, millet görür” dedim. Nitekim bir sonuç alamadık.

O MGK’da FETÖ de konuşuldu

O MGK’da FETÖ’nün ayrıca ele alındığını aktaran Çiller, kurulun tehlikenin farkında olmalarına rağmen koalisyonla uğraşmayı tercih ettiğini bildirdi:

O MGK’da FETÖ ayrı olarak ele alındı. Bunun bir tehdit olacağı söylendi. Cemaatler içinde FETÖ’nün en fazla güçlenen, siyasileşen, eğitim kurumlarıyla tüm dünyada yayılmaya çalışan, Türkiye’ye sıkıntı verecek bir yapı olduğunun farkındaydı MGK. Ama bütün bunlara rağmen MGK’dakiler, FETÖ’den çok bizim koalisyonumuza karşıydılar.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER