Prof. Günbey: 'İstanbul Sözleşmesi'nin iptali tek başına yeterli değil'
GündemYeniden Refah Genel Başkan Yardımcısı Prof. Günbey, İstanbul Sözleşmesinin iptaline ilişkin, " Batı’nın sinsice planlarını hayata geçirmek için 10 yıl önce imzalattıkları sözleşme ile kadın cinayetlerinin önlenemediği, bilakis her yıl katlanarak arttığı tüm kamuoyunun takdiridir." dedi.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve 54. Hükümet Devlet Bakanı Prof. Dr. Sacit Günbey, partisinin iptali için başından beri büyük gayret gösterdiği İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
'Kadınlarımız bize emanettir'
İnancımızın gereği olarak kadınların bize Allah'ın emaneti olduğunun altını çizen Günbey, şunları kaydetti:
" Kadınlar başımızın tacıdır. Biz, onların öldürülmelerini bırakın, tırnaklarının taşa değmesine, kimsenin kem gözle bakmasına dahi tahammül edemeyiz. Onlar annelerimiz, bacılarımız, eşlerimiz, kızlarımız, halalarımız, teyzelerimiz, yengelerimiz, komşularımız… Onlar bizi büyütenler, eğitenler, bizim için sağlıklarından, uykularından fedakârlık yapan meleklerdir. Kadınlarımız, cennet ayaklarının altında olan, ayakları öpülesi, öf bile denilmemesi Allah’ımız tarafından bize tembih edilen canlarımızdır. Batı’nın sinsice planlarını hayata geçirmek için 10 yıl önce, bizi yönetenlere imzalattıkları sözleşme ile kadın cinayetlerinin önlenemediği, bilakis her yıl katlanarak arttığını tüm kamuoyunun takdiridir."
Sözleşmeyi iptal etmek tek başına yeterli değil…
Sözleşmenin iptal edilmesi ile sosyal dokumuzu tahrip etmeye yönelik plan ve oyunların kısmen akamete uğrayacağını belirten Günbey, "Ülkemizde son yıllarda artan sosyal hastalıkların tamamı, bizi yönetenlerin uyguladıkları sosyal, ekonomik, eğitim ve kültür politikalarına bağlı olarak Batıdan bize bulaşmıştır. Şimdi kadın cinayetlerinin, boşanmaların, uyuşturucu kullanımının, toplumda şiddetin, intiharların, yoksulluğun, rüşvet ve yolsuzlukların, hırsızlık ve dolandırıcılıkların artmasının sosyolojik, psikolojik ve ekonomik sebepleri ciddi çalışmalarla ortaya konulmalıdır. Sonra Batı’dan maalesef tercüme ederek aldığımız medeni kanun, ceza kanunu gibi kanunlarda kendi medeniyetimiz ve kültürümüze uygun bir şekilde parlamentomuzda düzenlemeler yapılmalıdır. Aksi takdirde polisiye tedbirlerle bu cürümler azalmaz, bilakis her yıl aritmetik olarak artar. Buradan iktidara sesleniyorum, iş işten geçmeden lütfen bu söylediklerimize kulak verin." şeklinde konuştu.
İlginizi Çekebilir