Sakartepe: "İstanbul Sözleşmesi Toplumun Ortak Değerlerine Saldırıdır"
GündemYeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Sakartepe İstanbul sözleşmesine vurgu yaparak "Ülkemizin gündeminde tüm ağırlığı ile İstanbul Sözleşmesi tartışılırken, Macaristan’dan sonra, Polonya’da sözleşmeden çekileceğini açıkladı. Polonya Adalet Bakanı, Hristiyan değerlerine aykırı olduğu için, sözleşmeden çekileceklerini ve bunu, Anayasa Mahkemesine taşıyacaklarını ifade etti" dedi.
Polonyalı Bakanın açıklamasının, çok büyük taktir gördüğünü belirten Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Sakartepe "Kısa ama asil bir açıklamaydı. Öncelikle, Kendi Devletini ve Milletini düşünen, Emperyalist baskılara teslim olmayan, Kadınlarımızı kendi kanunlarımızla koruruz diyen, özgün bir duruş sergiledi" dedi.
İstanbul Sözleşmesi Toplumun ortak Değerlerine bir saldırıdır
Sakartepe "Aile ve nesil güvenliğini tehdit eden ve doğal olmayan cinsel tercihlerin meşrulaştırılması, Toplumun ortak Değerlerine bir saldırıdır. Bu, bir insan hakları ihlalidir; Bir çocuk hakları ihlalidir. Zira her çocuğun sevgi ve güvenle büyüyeceği bir aile ortamında yaşama hakkı vardır. Bunun ortadan kaldırılması veya kısıtlanmasının, bir hak İhlali olduğu kanaatindeyiz" dedi.
İstanbul Sözleşmesine ihtiyaç var mıydı?
Biz millet olarak, hep mazlumun ve zayıfın yanında olduk diyen Sakartepe "Mazlumların ve mağdurların cinsiyetine göre, hiç tavır almadık. Çocuk katillerini de, Kadın katillerini de, Erkek katillerini de, tüm katliamları hep aşağıladık ve kınadık. Türk Ceza Kanunun 81. Maddesine göre “Kasten Adam Öldürmenin” karşılığı müebbet Hapis cezasıdır. Yine TCK devam eden 82/d.m göre, Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı, işlenirse “Ağırlaştırılmış Müebbet Hapis” cezası verilmektedir. Kısaca, bugün mağdurları eşler olan, cinayetlerin faillerine TCK ya göre en ağır ceza olan Müebbet Hapis cezası verilmektedir. AB uyum süreci çerçevesinde İdam cezası kaldırılmamış olsaydı, bu ceza uygulanacaktı. Peki, TCK’daki en ağır ceza hükmolunurken, İstanbul Sözleşmesine ihtiyaç var mıydı? dedi.
Milli Kanunlarımız İle İnsanımızı Koruyamaz mıyız?
Bayram Sakartepe "Bura da şunu sormak istiyorum, Biz yerli ve Milli Kanunlarımızla kendi kadınımızı ve Çocuğumuzu, kısaca mağdurlarımızı koruyamaz mıyız? Elbette koruruz. Bizim medeniyetimizin hâkim olduğu coğrafyalar da hep barış ve huzur olmuştur. Çatışma yerine İş birliği olmuştur. Hele cinsiyete dayalı çatışma hiç olmamıştır. Hep suç olan fiilin işlenmesi önlenmiş, mağdurlar korunmuştur. Cinsiyete göre kanun tanzimi Doğal Hukuk kurallarına aykırı olduğu için toplum tarafından asla kabul edilmemiştir" dedi.
İstanbul Sözleşmesi bir yutan elemandır
Matematik derslerimizden hepimiz hatırlarız, Çarpma da 1 sayısı etkisiz elemandır. Yani 1’i hangi sayı ile çarparsanız çarpın, netice değişmez, çarptığınız sayıyı bulursunuz. Ancak, sıfır sayısı ise yutan elemandır. Yani hangi sayıyı sıfır ile çarparsanız çarpın, netice sıfır çıkar diyen Sakartepe
"Buradan Hükumet yetkililerine, Dostane, matematik diliyle bir çağrıda bulunmak istiyorum. İstanbul Sözleşmesi bir yutan elemandır. Yani Çarpma İşlemindeki sıfırdır. Bugüne kadar hangi olumlu icraatınızla bir araya gelirse, onu yutacak ve maalesef sonuç sıfır olacaktır. Yani, Tüm yolları altın ile döşeseniz, bütün köprüleri zümrüt ile kaplasanız, Tüm havalimanlarını elmas ile donatsanız dahi, İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olduğu sürece, milletimiz tarafından, değer atfedilmeyecektir" dedi.
Sonuç olarak, Bulgaristan, Slovakya, Macaristan, Hırvatistan ve son olarak Polonya’nın gösterdiği hassasiyeti ve kararlığın aynısını Hükumetten beklemekteyiz diyen Sakartepe "Bu hesabı Bağdat'a kadar götürmeyin. Bu yanlıştan dönün, bu konu da, sizi, biz de alkışlayalım, milletimizde alkışlasın" ifadelerini kullandı.
İlginizi Çekebilir