Sizler İçin kısaca ERBAKAN HOCAMIZIN Biyografisini yayınlamak istedik...
• 29 EKİM 1926 yılında Sinop’ta beklenen bir yıldız(Necmettin-dinin yıldızı ) doğdu.
Babası Adana’da hüküm sürmüş Kozanoğlu sülalesinden Mehmet Sabri Erbakan’dır. Annesi Sinop’un tanınmış ailelerinden birinin kızı olan Kamer Hanımdır.
• 1937 İlkokul yılları
Ağır ceza reisi olan babası memleketin birçok yerinde görev yaptığı için çocukluğu muhtelif şehirlerde geçti. İlkokula Kayseri Cumhuriyet İlkokulu’nda başladı. Babasının Trabzon ‘a tayin olması dolayısıyla ilkokul öğrenimini Trabzon ‘da okul birincisi olarak tamamladı.
• 1943 Erkek Lisesine Giriş
1937 yılında ilk tahsilini tamamladıktan sonra aynı yıl İstanbul Erkek Lisesi’nde orta tahsiline başladı. Daha sonra ise İstanbul Erkek Lisesi’ni 1943 yılında birincilikle bitirdi.
Bu arada Trabzon‘dan taşınmaya hazırlanırken yaşadığı şaşırtıcı 2 mühim olayı Hoca‘mızın kendi ağzından dinleyelim.
“ İlk mektebi bitirmek üzereydik. Trabzon’dan ayrılmak üzere hazırlandığımız günlerde bizi çok şaşırtan iki tane mühim olay cereyan etti. Bu ikisi hayat boyu hiç unutamadığım olaylardır. Bunlardan bir tanesi bizim meşhur incir ağacıdır. Evin bahçesindeki o incir ağacı bizim çocukken kurduğumuz devletin en önemli bölgesiydi!..
Burada hemen şunu aktarayım! Hocam ilk devletini daha ilkokul öğrencisiyken Trabzon ‘da oturdukları Pertev Paşa konağının bahçesinde kurmuştu. Devletin adı “Lanlaka” idi. Anlamı yoktu öylesine bir isimdi. Hatıratımıza dönecek olursak; Beş sene o incir ağacıyla adeta beraber büyüdük. Üzerinde oynardık, meyvesini yedik. Hatta dallarında öyle incir olurdu ki bütün mahalleye dağıtırdık. Kardeşler olarak hepimizin birer dalı vardı o ağaçta. Herkes kendi dalındaki inciri toplar ve yerdi. İşte Trabzon‘dan ayrılma vakti geldiğinde bizi bir hüzün aldı. Üzerinde o kadar çok hatıramız var ki ayrılmak zor. Artık evdeki eşyalar toplanmıştı. 2 ya da 3 gün sonra taşınacağız. Bir sabah kalktık bir de baktık ki dalların hepsi yerde, kırılmışlar.
Beş sene süzerinde o kadar atlamışız zıplamışız kırılmamış. O kadar sağlam bir ağaç ki gövdesine çivi çakarak merdiven yapmışız, kırılmamış. Ama o sabah baktık ki bir tek gövdesi duruyor. Bütün dalları yerde. Bir diğer olay ise yine Trabzon’daki evde Mestan isimli bir kedimiz vardı.Bu kedi çocukluğumuzdan beri bizimle oynaşır, bizi görür görmez koşar yanımıza gelirdi. Kendisini sevdirmek için sırnaşır dururdu .Tabii ayrılırken en büyük sorunlardan biri de Mestan’ın durumu oldu. Aile olarak konuşuyoruz, Mestan ne olacak ? Götürsek yeni yerini yadırgar mı? Ne de olsa o toprakların kedisi. Götürmesek öyle alışmışız ki nasıl ayrılacağız. Biz bunları düşünürken bir de baktık ki Mestan ortalıkta yok.Hiç evimizden ,dibimizden ayrılmayan kedi birden bire kayboldu.Evin ve bahçenin her yerine bakmamıza rağmen Mestan’ı bir daha bulamadık.Bu olayı hayatım boyunca hiç unutmadım. Bence bu iki olay bitkilerin ve hayvanların da insanlar gibi bazı şeyleri htiklerinin alameti.Yani onlar da ayrılığı htiler ve bizi zor durumda bırakmamak istediler.
• 1948 İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ Yılları
Lise tahsilinden sonra , İstanbul Teknik Üniversitesi’ne girdi.O dönemde lise birincilerinin sınavsız girme hakkı olmasına rağmen , sınava girmeyi tercih etti. Sınav sonucunda, doğrudan ikinci sınıftan başlatıldı. 1948 yılı yaz döneminde mezun olur olmaz aynı yıl üniversitenin Makine Fakültesi Motorlar Kürsüsü’nden asistan olarak göreve başladı.
Burada dikkat çekmek istediğim husus; üniversitenin beş yıllık programını 3,5 yılda ve 3,96 not ortalamasıyla hala kırılamayan bir rekorla üniversiteden mezun oldu.
• 1951 Almanya ‘ya Gidiş 1948-1951 yılları
arasındaki bu üç yıllık asistanlık döneminde o zaman doktora tezine tekabül eden yeterlilik tezini hazırladı.1951 yılında yeterlilik tezindeki başarısından dolayı üniversite tarafından Aachen Teknik Üniversitesi’nde ilmi araştırmalar yapmak , bilgisini arttırmak üzere Almanya’ya gönderildi.
Alman Ordusu için araştırma yapan DVL Araştırma Merkezi’nde Prof. Schmidt ile birlikte çalıştı. 1,5 yıllık bu çalışma sürecinde Alman üniversitelerinde geçerli olan “doktor” unvanını aldı. II. Dünya Harbi’nden sonra Alman üniversitelerindeki ilk Türk ilim adamı oldu.
• 1953 Doçentlik ve Almanya’daki Çalışmaları
Bu tezler Alman Ekonomi Bakanlığı’nın dikkatini çekince, kendisinden motorların daha az yakıt yakmaları konusunda bir rapor hazırlaması istendi. Bu arada da “Dizel Motorlarda Püskürtülen Yakıtın Nasıl Tutuştuğunun Matematiksel İzahı” konulu tezle de “doçentlik” unvanını almış oldu. Böylelikle 27 yaşında Türkiye’nin en genç doçenti olma başarını gösterdi.
Doçentlik tezinden sonra , Almanya’nın en büyük motor fabrikası olan Deutz Motor Fabrikalarının umum müdürü Prof. Dt. Flats , Necmettin Erbakan’ı Leopard tanklarının motorlarıyla ilgili araştırmalar yapmak üzere fabrikaya davet etti. Burada kendilerine araştırma baş mühendisliği tekilf edildi. Ayrıca şunu da belirteyim;Her doçentlikte bir tez yeterli iken , hoca;üç tez birden hazırlamıştır.
Bu süre zarfında Almanya’daki ağır sanayi hamlelerini ve faaliyetlerini bizzat yerinde görme imkanını yakaladı Hocam , bu çalışmaları sırasında kendisini etkileyen ve üzen bir olayı şöyle anlatıyor.
“Biz o fabrikalarda bir yandan çalışıp bir yandan araştırmalar yaparken , Türkiye Zirai Donatım Kurumu’nun , Alman fabrikalarına verdiği motor siparişlerini gördük . Bu görüntü , bizim Türkiye’de bir “Milli Motor Sanayi” kurma kararlılığımızı iyice pekiştirdi . Bunları bizim milletimiz tamamen kendi imkanlarıyla yapabilirdi.
• 1954 Askerlik yılları
Hoca ,Mayıs 1954 – Ekim 1955 yılları arasında İstanbul – Kağıthane’de altı ay yedek subay ; Halıcıoğlu’nda altı ay asteğmen sonrada altı ay teğmen olarak askerlik görevini ifa etti . Askerlik görevi sırasında askeriyenin o güne kadar istediği kazma , kürek, vs isteklerine karşı teğmen Necmettin , askeriyedeki makineler için yedek parça istemesi komutanlarında dikkatini çekmişti.
• 1956 İlk Milli Ağır Sanayi Örneği
1956 yılında Türkiye’nin ilk milli sanayi örneği olan , Gümüş Motor Fabrikası , memleketini ve milletini seven 200 ortakla kuruldu . 1 Temmuz 1956 da bugün “Pancar Motor “ adıyla çalışan fabrikanın temelini attı .
• 1960 Gümüş Motor’da Seri İmalat
1Mart 1960 tarihinde Gümüş Motor Fabrikası’nda seri imalat başladı .”Yeni hedef otomobillerin Türkiye’de yapılmasıdır ” fikrini ortaya attı .
Bizim insanımıza “Şeftaliden başka bir şey üretemeyiz “ diyenlere inat ;azmin , inancın ve çalışmanın sonucunda neler yapılabildiğini gösterdi .
O zaman , yönetimde olan askerler tarafından revaç bulan bu fikir üzerine Eskişehir Demiryolları CER atölyelerinde “Devrim Otomobil “adıyla ilk yerli otomobil Erbakan’ın öncülüğünde imal edilmiştir .
• 1965 yılında Profösör oldu
• 1967 yılında Nermin Hanımla evlendi.
• 1969 yılında Odalar Birliği Başkanı oldu
Bu güzel olaylar olurken Türkiye’nin sanayileşmesini , gelişmesini istemeyen güçler vardı . Türkiye’deki yatırımlara gerekli olan kredileri Odalar Birliği paylaştırıyordu .Bu kredilerin hemen hemen tamamına yakını , İstanbul’daki büyük ithalatçılara veriliyordu .Anadolu’daki müteşebbisler ciddi döviz sıkıntısı yaşıyor ve kalkınma hamlelerini gerçekleştiremiyordu.
Bu amaçla 1966 yılında önce Odalar Birliği Sanayii Dairesi Başkanı , ardından Genel Sekreteri oldu .
Anadolu girişimlerinin desteği ile mayıs 1969 ‘da yapılan seçimde TOBB Başkanı oldu . O zamana kadar Odalar Birliği’nin uhdesinde bulunan kredi kotaları yetkisi , siyasi bir kararla , aniden Odalar Birliği’nden alınarak Sanayi Bakanlığı’na verildi .
O zaman ki hükümet her türlü kanuni hükümleri hiçe sayarak Erbakan’ı polis zoruyla görevinden uzaklaştırdı . Sanayiye gerekli ilginin gösterilmemesi üzerine siyasete atılmaya karar verdi .
• 1969 yılında Konya’dan bağımsız aday olarak meclise girdi
Bağımsız aday , daha sonrada Türk siyasetine yön verecek olan Prof . Dr. Necmettin Erbakan yeni bir siyasetçi profili ve kimliği ortaya koyuyordu .
Tacettin Çetinkaya anlatıyor ”1972 yılında , imam-hatipten mezun 8-10 kadar arkadaşla beraber İstanbul’a üniversite giriş sınavlarına gitmiştik. Yemek için bir lokantadan içeri girmeden önce kapıda müşteri davet eden , lokantacıya lokantanın içkili olup olmadığını sorduk. Lokantacı ‘içki var ‘dedi. Bunun üzerine lokantaya girmekten vazgeçtik ,geri döndük gidiyoruz Lokantacı arkamızdan ,dükkanın önünde oturan komşusuna ’Bunlar Erbakan’ cı. Bunlar ,içkili yerde yemek yemezler.’diyordu .Milli Görüş hareketinin çıkışından yani 1969’dan 1972’ye kadar üç yıl gibi kısa bir sürede herkesin saygı duyduğu bir kimlik oluşmuştu . Kimlik “ ERBAKAN’CI OLMAK” tı.
• 1970 yılında Milli Nizam Partisi
24 Ocak 1970 yılında bir grup arkadaşıyla beraber Milli Görüş’ün ilk partisi olan Milli Nizam Partisi ni kurdu.
Mustafa Yılmaz ‘dan dinleyelim.”MNP dönemi . Erbakan Hoca AET ile ilgili hükümet için gensoru önergesi vermek ister .Ancak DPT ‘ndan bir belge lazımdır .Ne yapıp edip bu belgeye ulaşmak zorundadır .Resim olarak bilgi almak ister ama dilekçesi devamlı sümen altı edilr . Hocam Meclis Kulisi’nde otururken bir memur elinde gizli ibareli bir belgeyi Hocam’a uzatır. DPT Müdürü’nün bu belgeyi kendisine vermesini istediğini söyler .Açar bakar ki o bir türlü ulaşamadığı belge . Meğer Müdür Bey “Al şu belgeyi Bakan Bey’e ilet” demiş. Memur da Bakan’ı Erbakan diye anlamış!....”
1971 Nisan ayında ihtilal yönetiminin de baskısıyla MNP antidemokratik bir biçimde kapatıldı .
• 1972 Milli Selamet Partisi Dönemi
1 Ekim 1972 tarihinde Prof. Dr .Necmettin Erbakan’ın liderliğinde kurulan MSP ,girdiği 1973 seçimlerinde % 12 oyla 48 milletvekilliği ve 3 senatörlük kazanarak 51 parlemeneterle meclise girdi .1974 yılı başında kurulan MSP –CHP koalisyonunun bozdurulmasından sonra kurulan dörtlü koalisyonda da Başbakan Yrd. Ve Ekonomik Kurul Başkanlığı görevlerini yürüttü .Kıbrıs Fethi’nin yapılması kararında tarihi bir görev üstlendi .
Bir gazetecinin ;1974 yılındaki koalisyonla ilgili sorduğu soru ve Hocam’ın verdiği cevap;
-”Hocam 1974 yılında CHP ile MSP ‘nin yaptığı koalisyon hükümeti her yerde karşımıza çıkıyor . Çok soru soruluyor , cevap vermekte zorluk çekiyoruz. “deyince.Hocam:
-Sen arkeolog musun ?
-Hayır. _Arkeolog nedir bilir misin ? cevap veremedim dilim tutuldu.
- Arkeolog demek tarihi kazı yapan demektir .Sen madem arkeolog değilsin de neden tarihi kazı yapıyorsun ?
• 1983 Refah Partisi kuruldu
12 Eylül ihtilalinin getirdiği antidemokratik uygulama ve yasaklarla Eylül 1987 yılına kadar politikadan uzak tutuldu . Eylül 1987’deki referandumla yeniden siyasi haklarını elde etti . 19 Temmuz 1983 tarihinde Refah Partisi’ni kurdu . 11 Ekim 1987 tarihinde yapılan Refah Partisi kongresinde oy birliği ile Genel Başkanlığa seçildi .
MSP Gençlik Kolları Genel Başkanı Ahmet Oğuz anlatıyor;
12 Eylül ‘den sonra Mamak’ta askeri mahkemede MSP kurmayları ile birlikte yargılanıyorduk . Duruşma hakimi , Savcı Nurettin Soyer ‘in iddianamesini okuması için söz verdi . 49 sayfalık iddianamenin okunması başlanmıştı . Suçlamalar devam ederken ani bir gürültü koptu . Günlerden Cuma’ydı. Koskoca mahkeme salonunun tavanı çökecek gibiydi. Gök gürültüsü ve dolu , adeta mahkeme salonunu yıkıyordu. İki saat önce garnizona girerken 7 dışarıda yağmurlu bir hava yoktu. Askeri Savcı Nurettin Soyer okuduğu iddianameyi kendisi bile duymuyordu. Mahkeme hakimi bıyık altından gülerek Erbakan’a bakıyordu. Hocama baktığımda ağzı kımıl kımıldı . Bir şeyler okuyordu. Hakim dayanamadı .Erbakan’a seslendi:
-Sayın Erbakan , lütfen mahkemeyi manevi baskı altına almayın !
Hakim duruşmaya bir saat ara verdi. Gerçekten Mamak Garnizonu’nun dışına tek bir yağmur ve dolu düşmemişti , ibret alınacak bir durumdu . Cumhuriyet Gazetesi bir yazısında bu olayın üzerinde hikmet aranması halinde, mahkeme neticesinin buna göre belirleneceği ikazını yapıyordu.
• 1991 ve 1995 yıllarında Konya’dan milletvekili seçilerek TBMM’ye girdi .
1995 genel seçimlerde RP ,% 21.7 oyla birinci olmuştu .28 Haziran 1995’de hükümet kurma görevini aldı. 7 Temmuzda da güven oyu alarak , TC’nin 54. Başbakanı oldu.
Mustafa Geçer anlatıyor; “Erbakan Hoca’nın konutundayız. Önemli bir toplantı yapılıyor. Toplantının yapıldığı odanın penceresinde küçük bir radyo. Radyodan enstrümantal batı müziği çalıyor.Buna çok şaşırmıştım. Bu meselenin cevabını bir gün sonra kartel gazetelerinden birinde okudum. Haberin başlığı “Erbakan Hoca’nın evinde milletvekilleri ile müzikli toplantı” şeklinde atılmıştı. Haberin detaylarını okudum. Erbakan Hoca milletvekilleri ile yaptığı gizli toplantı dışarıdan dinlenmesin diye konutun camlarından içerideki konuşmaları kaydeden istihbarat dinleme cihazlarının yayınını bozmak ve dinlemeyi önlemek için toplantı yaptığı odanın penceresine koyduğu transistörlü küçük bir radyodan enstrümental batı müziği yayınladı, şeklindeydi. Anladık ki herkesin dinlenerek aleyhinde delil olarak kullanıldığı hukukun siyasallaştığı bir Türkiye’de birtakım tedbirlerin alınması gerekiyor. Merhum Hocamızın da bu radyoyu batı müziğine hayranlığından değil batılıların Türkiye’deki işbirlikçilerinin şerrinden korunmak için onların müziğinin kullandığını öğrenmiş olduk.
54. Hükümet döneminde, D-8 (Gelişmekte Olan 8 Ülke) gibi çok önemli bir oluşumun ortaya çıkması sağlandı.
(5 yaşında gittiği Trabzon’dan ayrılırken geride LANLAKO ’yu bırakmıştı. Hiç şüphe yok 85 yaşında Fatih’ten uğurlanırken ardında Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya vardı.)
RP ve DYP ‘nin imzaladığı koalisyon protokolünde bir yıl sonunda erken seçim yapılmasına kara verildiği takdirde başbakanlığın diğer koalisyon ortağına verilmesi maddesi gereğince Prof. Dr Necmettin Erbakan istifa etti.
• 1998 yılı şubat ayında genel başkan olduğu RP kapandı. Kendisi de beş yıl süreyle siyasi yasaklı hale geldi.
MGK eski Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç , 28 Şubat süreciyle ilgili şok ifşaatlarda bulundu. Kılınç , Merhum Erbakan’ın 54. Hükümet’e Başbakanlık yaptığı döneme Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı olarak yakından tanıklık ettiğini söyleyerek,”O dönemden ders almak gerekir “ dedi. Kılınç, Erbakan’ın ağır sanayi, savunma sanayinin geliştirilmesi gibi konularda çalışmalar yaptığını, bu alanlarda önemli adımlar attığını vurgulayarak,”Sayın Erbakan, Türkiye’de ağır sanayi , savunma sanayinin geliştirilmesi konusunda önemli çalışmalar yapmıştır. Attığı önemli adımlar var. Özellikle bu yönüyle takdir ettiğim bir siyaset adamıdır.” diye konuştu. Kılınç İsrail ile olan antlaşmalarda yaşanan serüveni de şu sözlerle ifade etti: ”Rahmetli Erbakan ‘la Savunma Müsteşarıyken görüşmelerim oldu. Kendisiyle müşterek işlerimiz oluyordu. İsrail konusunda çok kararlıydı. İsrail’le ilgili götürdüğümüz hiçbir antlaşmayı imzalamıyordu.Son ana kadar hep direniyordu. İsrail ‘den aldığımız silahları müslüman ülkelerden almamız gerektiğini veyahut Türkiye’de üretmemiz gerektiğini savunuyordu. Biz de kendisine bunun mümkün olmadığını söylüyorduk.” şeklinde konuştu.Erbakan’ın temel siyasi felsefesine katılmadığını ancak Erbakan’ın emperyal güçlere karşı milli bir duruş sergilemesi ve ulusal çıkarları ön planda tutmasını takdirle karşıladığını kaydeden Kılınç,”Erbakan’ın Emperyal güçlere karşı bir duruşu vardı.
• 2003 Saadet Partisi
11 Mayıs 2003’te SP Genel Başkanı seçildi.Milli Görüş lideri olarak çalışmalarına devam etti.
• 2008 Yılında ev hapsiyle geçen bir dönem
2008 yaz döneminde iki ay süreyle ev hapsi dönemi yaşadı. Cuma namazlarına dahi gitmesine izin verilmemesi Merhum Erbakan Hocamı derinden üzmüştür.
• 2011 Yılı ümmet için çalışan bir ömür……..
27 Şubat 2011 tarihinde ; bu zorlu, kutlu, insanlığın huzur ve refahı için harcanan bir ömür son buldu.
Mekanın Cennet Olsun Hocam! Allah Bizi Cennetinde Buluştursun….
• İngilizce, Almanca, ve Arapça bilen Prof Dr Necmettin Erbakan evli, ikisi kız bir oğlan üç çocuk babasıdır.
ERBAKAN’IN KİTAP VE ESERLERİ :
Milli - evrensel lider Prof Dr Erbakan Hoca’nın bizatihi kendi adına yayınlanan 60’ın üzerinde esri vardır.Ama eğer bir “Erbakan Kitaplığı’ndan bahsediyorsak, bunu; Türkçe yazdığı kitaplar, yabancı dilde yazdığı kitaplar ve Türkçe’ye çevirdiği kitaplar olmak üzere üç bölüme ayırmak lazımdır. Bir de buna birbirinden değerli konferanslarının metinlerinden oluşturulan kitapları da eklediğimiz zaman tahminimizin çok ötesinde bir kitap serisi ortaya çıkmaktadır.
❖ Mukeddasatçı Türk’e Beyanname
❖ Diesel Motorlarında Tutuşma Gecikmesi Hakkında Yeni Araştırmalar
❖ Motorlarda Tutuşma
❖ Müsbet İlim ve İslam
❖ İslam Ve İlim
❖ Mecliste Ortak Pazar
❖ Türkiye Ve Ortak Pazar
❖ Milli Görüş Ve Anayasal Değişikliği
❖ Muhammed’in İzinde
❖ Doğuda, Batıda Ve İslam’da Kadın
❖ Stratejik Hedef
❖ Motorun Doğduğu Yer
❖ Motorlar Yapı Ve Hesabı
❖ Körfez Krizi Emperyalizm Ve İslam
❖ Segmanların Teknolojisi
❖ Adil Siyasi Düzen
❖ Adil İlmi Düzen
❖ Adil Ahlaki Düzen
❖ Sanayi Davamız
❖ Materyalizm Ve Maneviyatçılık, Türkiye’nin Sanayileşmesi
❖ Erbakan Diyor ki
Yorum Yazın