Kocaeli Halk Gazetesi İmtiyaz Sahibi Faruk BOSTAN ve Selam TV Genel Müdürü Abdullah KAYA’nın 40. Gününe giren tutukluluğu nedeniyle aileleri tarafından Kocaeli Adliyesine tahliye talepli başvuru yapıldı. Başvuru sonrasında Basın mensuplarına açıklama yapıldı.
Kocaeli Halk Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ahmet BOSTAN, Kocaeli İlme Hizmet Vakfı Başkanı Üzeyir KAYA, Yeniden Refah Partisi Marmara Bölgesi sorumlusu Erhan ERDOĞAN, Yeniden Refah Partisi Düzce İl Başkanı Nezir MERTTÜRK, Plandemi Büyük Buluşma Platformu Kurucusu Ali Osman ÖNDER, Platform üyeleri, Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Süleyman PEKİN, Milsen Konfederasyonu Mil Eğitim Sen Yalova İl Başkanı Mehmet Ali BAYAR, MAP Kız ve Erkek İHL Derneği Başkanı Ahmet AĞACAN, Hürriyetçi Eğitim Sendikası ve Eğitim Bir Sen temsilcilerinin de katıldığı Basın açıklamasında bir konuşma yapan Kocaeli İlme Hizmet Vakfı Başkanı Üzeyir KAYA;
“Faruk BOSTAN ve Abdullah KAYA’nın Kocaeli’deki karanlık yapıyı deşifre eden kişiler olduğuna dikkat çekerek bu yapının Kocaeli’de gazeteci öldüren, kumpas kuran, ihalelere fesat karıştıran, kamunun malına çöken, kamunun madenlerini, orman alanlarını haksızca, hukuksuzca kullanan, ihalelere fesat karıştıran yönüne dikkat çekti. KAYA, devletin karanlık yapının üzerine gitmesini bekledikleri süreçte karanlık yapının Faruk BOSTAN ve Abdullah KAYA’nın üzerine gidip, onları bir iftira kumpası ile cezaevinde tutmaya çalıştığına dikkat çekti. KAYA’nın açıklamaları şöyle: “Kocaeli Halk Gazetesinin imtiyaz sahibi Faruk BOSTAN ve Selam TV Genel Müdürü ve Kocaeli İlme Hizmet Vakfı’nın 2 dönem Genel Başkanlığını yapmış, halen Mütevelli Heyeti Başkan Yardımcısı olan Abdullah KAYA’nın 40 gündür, bütün hukukçularla yapılan istişareler sonucu ve herkesin ortak kanaati olarak “hukuksuzca” cezaevinde tutulmaları nedeniyle bugün aileleri olarak tahliye talepli dilekçelerimizi savcılığa ilettik. Abdullah KAYA, Kocaeli’de 26 yıl Televizyon yayıncılığı faaliyeti yapmış, tanınan bilinen Vakıf hizmetleri yapmış bir kimsedir. Faruk BOSTAN da hakeza, uğradığı haksızlıklar nedeniyle kendisi kamuoyuna sesini duyuramadığını görünce bizzat kendi imkanlarıyla gazete kurarak, gazetecilik faaliyeti yapıp mazlumların, zulme uğrayanların sesi olmayı tercih etmiş bir kimsedir. Tamamen kendi imkanlarıyla bunu yapmak için büyük bir mücadele içine girmiş tanıdığımız, bildiğimiz bir kimsedir.
Faruk BOSTAN’ı ve Abdullah KAYA’yı susturmak isteyenler, kendi karanlık ilişkilerinin ifşa edilmesine engel olmak isteyenler, bir kumpas kurarak, iftira ile kendilerini bu şekilde susturmuşlardır. Kocaeli Adliyesinde bu şekilde hukuka aykırı olarak işlem görmüş başkaca yargılamalar da olması nedeniyle ben bizzat kendim de Faruk BOSTAN ve Abdullah KAYA da gerek Cumhurbaşkanlığına gerek Adalet Bakanlığına gerek de CİMER’e çağrılarda bulunmuş idik.
Faruk BOSTAN, TV5 televizyonunda çıktığı canlı yayın programında yaklaşık 2 saat Kocaeli’deki karanlık yapının, Kocaeli’de gazeteci öldüren, kumpas kuran, ihalelere fesat karıştıran, kamunun malına çöken, kamunun madenlerini, orman alanlarını haksızca, hukuksuzca kullanan, ihalelere hep yandaş formatıyla giren kişilerin ve bunların gazetecileri susturmak için neler yaptığının deşifresini sağlamıştır, TV 5 televizyonundaki canlı yayında programında. Ancak onlar devlet tarafından karanlık yapının üzerine gidilmesini beklerken, bizim inancımız şudur ki karanlık yapı onların üzerine gitmiş, onları bir iftira kumpası ile cezaevinde tutmaktadır. Yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu düşünüyoruz.”
AVUKAT ŞEREF GÖNENLİ: “Hukukçu yeminim gereği bu desteği veriyorum”
Kocaeli Barosu Avukatlarından Şeref GÖNENLİ’de Basın açıklamasında söz alarak tutuklama kararının hukuken gerçekleştirilmiş bir karar olmadığına dikkat çekti. Av. Şeref GÖNENLİ’nin açıklamaları şöyle;
“Üzeyir Bey’in de ifade ettiği gibi ben dışardan bir hukukçu olarak, bu dosyayı incelediğimde, suçlamaları incelediğimde herhangi bir tutuklama nedeni göremedim. Zira isnat edilen suçlama gerçek sayılsa bile verilecek ceza ertelenecek veya paraya çevrilebilecek bir cezadır. Bir an için Ceza verileceğini düşünsek bile ceza verildiğinde bile hapse girmeyecek olan bu kişilerin, daha suçlu oldukları ispat edilmeden tutuklanmaları hukuka uygun kabul edilemez. Hukukumuzda ve mevzuatımızda tutuklama nedenleri bellidir. Tutuklama bir tedbirdir ve en ağır tedbirdir. En son başvurulması gereken bir tedbirdir. Ancak Abdullah Kaya ve Faruk Bostan dosyasında tutuksuz yargılama veya adli kontrol tedbirlerinin uygulanması yeterli olacakken tutuklama hukukumuza tamamen aykırı olarak ilk tedbir olarak uygulanmıştır.
Hem Hukuk Fakültesinden mezun olurken hem de Avukatlık ruhsatı alırken “Hukuka ve hukukun üstünlüğüne” bağlı kalacağımız konusunda yemin ediyoruz. Bu yeminim gereği, Kaya ve Bostan ailelerinin uğramış olduğu bu mağduriyet ve haksızlığa itiraz etme zorunluluğu doğmuştur. Bu bağlamda özelde bu dosyada, Türkiye genelinde ise başkaca dosyalarda uygulanan haksız tutuklamaların bir an önce sona ermesi Hukuk Devleti ilkesinin gereğidir.
Tutukluluk kararına itiraz etmek yargıya veya hakimin kararına müdahale olarak da görülemez. Zira Adalet Bakanlarımız defaatle, tutuksuz yargılama esastır, tutukluluk istisnadır. Zorunlu olmadıkça tutuklama kararı verilmemelidir demişlerdir. Bu yönüyle haksız tutuklamalara karşı çıkmak hem adaletin tesisi hem de toplumun adalete güveninin sağlanması açısından zorunludur.
Tutuklama kararının Türkiye genelindeki yeknesaklığı da bozduğuna dikkat çeken Av. Şeref GÖNENLİ, Türkiye’nin her yerinde böyle bir suçlamaya maruz kalan bir kişi ya ifadesi alınır bırakılır ya da adli kontrol kararı ile yine serbest bırakılır. Dolayısıyla burada Abdullah KAYA ve Faruk BOSTAN’a yönelik tutuklama kararının hukuk dışı etkenlerle oluşturulduğu kanaati bizde güçlenmektedir.
Sonuç olarak, hukuka ve CMK ya aykırı olarak tesis edilen bu tutukluluk kararının ivedilikle kaldırılmasını bekliyoruz.”
ERHAN ERDOĞAN: “Haksızlıklara karşı susmadıkları için tutuklandılar”
Basın açıklamasında söz alan Yeniden Refah Partisi Marmara Bölgesi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler sorumlusu Erhan ERDOĞAN; Dönemin yöneticilerinin yaptıkları haksızlıklara susmayıp, hakkı söyledikleri için tarihe altın harflerle adını yazdıran Ashabı Kehf örneğini vererek, yakinen tanıdığı Abdullah KAYA’nın mücadelesini Ashab-ı Kehf örneğine benzeterek Abdullah KAYA’nın haklı olduğu için güçlü olduğuna vurgu yaptı. Tutuklanma kararı için; “Bizlerin buraya toplanma sebebimiz başta Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Sayın Adalet Bakanımızı uyarmak. Burada çok büyük bir hata var.” Değerlendirmesi yapan ERDOĞAN’ın açıklamaları şöyle;
“Bugün burada Abdullah KAYA’nın hukuksuz bir şekilde cezaevinde olmasını protesto etmek ve bir an önce bu hukuksuzluğun ortadan kalkması için toplanmış bulunuyoruz. Bizler Yeniden Refah Parti’liler olarak yola çıkarken güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu yeni bir dünya düzenini kurmak için yola çıktık ve bu uğurda da çalışmaya devam ediyoruz. Haklı oldukları için güçlü olan tarihimizde çok güzel bir örnek var. Teknik açıklamaları sayın Avukat Bey yaptığı için ben hukuki konuya girmeyeceğim. Haklı olduğu için güçlü olan, tarihe altın harflerle yazılmış, toplumumuzda yedi uyuyanlar diye bilinen Ashab-ı Kehf efendilerimiz var. Bunlar yaşadıkları dönemde fabrikatör ya da alim değiller, sizin bizim gibi normal insanlar. Peki ne yaptılar da tarihe altın harflerle adlarını yazdırdılar. Çok basit, yaşadıkları dönemin yöneticilerine haksızlık yaptıkları zaman susmadılar. O zamanın yöneticilerinin yanlışlarını yüzlerine karşı söylediler. Bizlerin buraya toplanma sebebimiz başta Sayın Cumhurbaşkanımızı ve Sayın Adalet Bakanımızı uyarmak. Burda çok büyük bir hata var. Abdullah KAYA’nın suçsuz olduğunu biz çok iyi bir şekilde biliyoruz. Sayın Avukatımız da teknik olarak da bunu çok güzel bir şekilde açıkladı. Burdan Ashabı Kehf efendilerimize benzemek için çok net bir şekilde haklı olan, haklı olduğu için de güçlü olan Abdullah KAYA’nın mağduriyetini gidermelerini talep ediyoruz. İnşallah toplantımız hayırlara vesile olur.”
ALİ OSMAN ÖNDER; “Devletimizin hakimleri savcıları adaleti tesis etmekle yükümlüdür.”
Türkiye çapında şehir şehir gezerek halkı Plandemiye karşı uyarması ile tanınan Gazeteci, Plandemi Büyük Buluşma hareketi kurucusu Ali Osman ÖNDER de basın açıklamasında kısa bir konuşma yaparak Adaletin tesis edilmesinin önemine vurgu yaparak “Bugün adaletsizlik yapanlar, yarın adalet arayacak” diyerek geçmişteki örneklere vurgu yaptı. Ali Osman ÖNDER’in açıklamaları şöyle;
“Öncelikle herkes şunu bilmeli ki her canlı, her insan Adalete ihtiyaç duyar. Adalet mülkün temelidir tabelaları Adliye binalarında süs olsun diye, laf olsun diye asılmamıştır. Adaletin tesisi için asılmıştır. Eğer bir kişi gerçekten suçlu değilse, gerçekten ciddi bir kanıtları yoksa bu iftiraya girer. İftira da her kötülüğün üzerinde olan en büyük kötülüklerden biridir. Adalet herkese lazım olur. Bugün bana, yarın size, öbür gün herkese lazım olur. Adalete ihtiyaç duyduğumuz bir anda her canlının ölümü tadacağı bir evrende, bir gezegende adli makamları temsil eden savcılarımız, devletimizin kıymetli hakimleri, savcıları Adaleti tesis etmekle yükümlüdür. Bugün burada yapılan basın açıklaması, bugün burada verilen dilekçe, herkesin, Kocaeli’deki, özellikle Adaletsizliğe uğramış herkesin sesidir, duygularıdır, duygularına tercümandır. Bizim buradaki talebimiz Abdullah KAYA ve Faruk BOSTAN ailesinin mağduriyete uğradığını düşünerek destek vermek amacıyla bugün buraya geldik. Bizlerin de talebi arzusu, devletimiz gereğini yapar. Ancak Adaletle idare edilip, adaletle bu süreç yürütülürse olur. Kişilerin gücüne, makamına, parasına, cebine değil, kalbimizdeki vicdanlara göre hareket etmeliyiz. Çünkü hukuk kitaplarında adaletsizliğe giden her yol kapalıdır ifadesi yer alır. Adaletsizliğe giden her yol kapalıysa Adalete gidecek olan bütün yolları açmak gerekiyor. Herkesin ihtiyaç duyduğu bu adalet, Türkiye’nin, sadece Kocaeli’nin değil, sadece Abdullah KAYA, sadece Faruk BOSTAN’ın değil, herkesin ihtiyaç duyduğu bir ilaç olarak bünyesine, manevi olarak duygularına, ruhuna, düşüncelerine hakim olması gereken, devleti ve milleti ayakta tutacak olan yegane unsurdur. Bu adaleti sağlayabilirsek, ki bu adaletin sağlanabilmesi adına dosyanın titizlikle incelenmesi, belgelerin titizlikle incelenmesi gerekmektedir. Biliyoruz ve eminiz ki adalet her zaman, yerini geç de olsa bulacaktır.
Bakın geçmişte bunun örneği çok var. Geçmişte adaleti temsil edenlerin, şu anda adli makamlarda bulunmadığını hepiniz biliyorsunuz, hepimiz biliyoruz. Yine aynı şekilde bir hukuksuzluk olduğunda, bir adaletsizlik olduğunda, buna sebep olan kişilerde yarın adalet arayacak, yine aynı insanlar adalete muhtaç olacaklar. Ben devletimize güveniyorum, devletimizin savcılarına, devletimizin hakimlerine güveniyorum. Bu hususta da ciddi bir şekilde, titiz bir şekilde, kamuoyunu yanıltmadan, kamuoyuna yanlış bilgi ve algı aktaranların sahip olduğu güce bakmadan, makamına bakmadan, eminim ki bu süreci savcılarımız, hakimlerimiz güzel bir şekilde, titizlikle tamamlayacaktır.”
Yeniden Refah Partisi Düzce İl Başkanı Nezir MERTTÜRK;
“Bu durum hukuksuzca yapılan bir durum. Bu hukuksuzluğun bir an önce ortadan kaldırılması gerekir. Çünkü yanlış bilerek yapılan bir şeydir. Hata bilmeden yapılan bir şeydir. Bu hata değil, hukuksuz bir olay olduğu net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Hukuksuzluğun ortadan kaldırılmaması halinde bu yanlışa dönecektir. Bu da ülkemiz açısından da çok düşündürücü ve üzüntü verici bir durumdur. Bu olaydan devletimizin de zarar görmemesi hasebiyle derhal bu hatadan geri dönülmelidir. Hakkın ve haklının yanında olduğumuzu belirterek devletimizin üzerine düşen görevi gerektiği gibi yerine getirmesi gerektiği konusunda çalışmaları yapmasını ve bu arkadaşlarımızın cezaevlerinden çıkarılmasını talep ediyoruz. 20-25 senelik ceza yiyen insnların bile şu anda izinli bir şekilde dışarıya çıkarıldıkları örnekler varken, suçu ispatlanmamış bir kişinin içeride bulunması gerçekten düşündürücü bir olaydır. Bu kasti bir olay ve bu kesinlikle kabul edilemeyecek bir olaydır. Kocaeli İlme Hizmet Vakfı’nın Kocaeli’ye ve Marmaraya çok büyük bir hizmetleri var. Rahmetli İlyas KAYA’nın gerçekten çok olumlu bir duruşu olmuştur. Biz Abdullah KAYA’nın suçsuzluğunu cani gönülden savunuyoruz ve inanıyoruz. Rahmetli İlyas KAYA’nın da bizim üzerimizde, Kocaeli ve Marmara üzerinde çok büyük hakları vardır. Bu konuda da Kocaeli üzerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmek mecburiyetindedir. Hem Selam TV’nin hem Kocaeli İlme Hizmet Vakfı’nın Marmara bölgesinde Milli ve Manevi değerlere sahip olan bir nesil yetişmesi konusunda gerçekten üzerine düşen görevi fazlasıyla yerine getiren bir yapı kurarak çalışmalarını sürdürmüştür. Bu yapının esasen ortadan kaldırılması, bu yapının artık gelecek nesillerin sağlıklı bir şekilde yetiştirmesinin önüne geçmesi için yapılan bir hamle olduğunu da düşünüyoruz. Bunu bile düşünmek istemiyoruz. Böyle bir şeyin aklımızdan geçmesi bile gerçekten çok üzüntü verici bir durumdur. Bu olaydan derhal devletimizin, büyüklerimizin, Cumhurbaşkanımızın başta olmak üzere, çünkü hükümetin Adalet Bakanının, -bu ana kadar hata olarak kabul ettik ama artık yanlışa dönüldü, bundan sonra artık yanlış olarak kabul edeceğiz- bu yanlıştan dönmeleri şarttır ve zaruridir. Bu konuda gerekli girişimlerin yapılmasını devlet nezdinde de bekliyoruz. Bu vesileyle katılımlarınızdan dolayı hepinize en kalbi hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum. İnşallah bu günümüzün hayırlara vesile olmasını da Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.”
Üzeyir KAYA; “Buradaki amacımız Adaletin tesis edilmesi için Cumhurbaşkanlığına çağrı yapmak, Kocaeli Adliyesine bir müfettiş tayin edilmesini de istemektir.”
Basın açıklamasında son olarak söz alan Üzeyir KAYA;
“Ben de hepinize teşekkür ediyorum. Gerçekten bizim buradaki amacımız adaletin tesis edilmesidir. Amacımız sadece içeride tutuklu bulunanların salınması değildir. Bu olayın haricinde bu adliyede kamu vicdanını kanatan birçok dosya incelenmeyi, teftiş edilmeyi beklemektedir. Faruk BOSTAN bunlardan bazılarını gazetesinde deşifre etmiş, yayınlamıştır. Ben kendim de Ankara’da bulunduğum temaslarda Kocaeli Adliyesine bir müfettiş gönderilmesini talep ettim. Sayın Cumhurbaşkanımız Kocaeli’ne bir yetkilisini göndersin, bu dosyalar incelensin. Hukuk hepimize lazım. Gördüğünüz gibi bütün ortak kanaat adalet er ya da geç tesis edilecek ancak geciken adalet adalet değildir. Tutuklama bir tedbir olarak değil şu an hukuksuzca bir cezalandırma olarak uygulanıyor. Halbuki bu insanların cezalandırılmasını gerektirecek bir durum yoktur. Hukuksuzca tutuklu tutularak cezalandırılmak istenilmektedirler. Hep birlikte bunu dillendirdik. Bu hukuksuz durum, mağduriyete sebep olmakta, devletimize, Adalet sistemimize yara açmaktadır. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Hepinizden Allah razı olsun. Sağ olun, var olun.” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: kocaelihalkgazetesi.com
Yorum Yazın