İBB, kent temizliği ve atık yönetiminde resmen sınıfta kaldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 'ihtiyaç yok' diyerek iptal ettiği ileri teknolojiye sahip Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesinin Marmara'ya bedeli ağır oldu.
Deniz salyası kabusu büyüyor. Marmara Denizi'nde deniz canlılarını tehdit etmesinin yanında balıkçıların avlanmasını güçleştiren deniz salyası (müsilaj) sorunu 4 aydır devam ediyor.
Suyun üzerindeki kirli görünümünün yanında İstanbul'u çevreleyen sulardaki doğal yaşamı da tehdit eden deniz salyalarının miktarı ise her geçen gün artıyor.
Deniz salyaları kötü görüntülerinin yanında yaydıkları koku çevre sakinlerini de rahatsız ederken denizin altını üstünden daha kötü etkilemeye başladı. Salyalar yüzünden deniz atları, yengeçler, küçük balıklar, kum üzerinde yaşayan canlıların solungaçları tıkandığı için ölümün eşiğinde.
Marmara Denizinde yaşanan deniz salyası tehlikesi
"MARMARA'DA CAN PAZARI YAŞANIYOR"
Tehlikenin boyutunu özetleyen Prof. Dr. Mustafa Sarı, kasım ayından itibaren Marmara Denizi’nin üzerini kaplayan deniz salyasını görüntülemek için 18 metreye dalış yaptı. Mustafa Sarı gördüklerini, “Deniz ölüyor. Salya örtüsü deniz tabanına hayalet gibi çökmüş. Aşağıda can pazarı var” diyerek anlattı.
Deniz salyasından dolayı fotoğrafta net görünemeyen kişi dalgıç Yener Kuşçuoğlu.
Deniz salyalarının oluşumunda kirliliğe dikkat çekilirken, Marmara’da ortaya çıkan ve aylardır artarak süren bu tehlike akıllara İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "temel atmama" törenini ve mevcut sistemlerin doğru ve verimli işletilmemesi tartışmalarını getirdi.
İMAMOĞLU PROJEYE İHTİYAÇ YOK DEDİ, BEDELİ AĞIR OLDU
İmamoğlu, Kasım 2019'da Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi projesini iptal ederek, "temel atmama" programı düzenlemişti.
AK Parti döneminde planlanan bu proje Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın en büyük kapasiteli membran tesisi olacak ve atıksuyu içilebilir seviyeye getirme teknolojiye sahipti.
Marmara'daki deniz salyası doğal yaşamı tehdit ediyor.
Ancak gelinin bu noktada, İmamoğlu'nun ‘ihtiyaç yok’ diye ‘temel atmama’ töreni yaparak iptal ettiği tesisin aslında ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkardığı gibi maalesef Marmara’da yaşanan bu tehlikeyi de tetiklemiş oldu.
İBB DENİZLERDE DE SINIFTA KALDI
Kent temizliği ve atık yönetimi başta olmak üzere İstanbul’da yaklaşık 515 km kıyı şeridinin, 5 milyon metrekare deniz yüzeyi alanının temizlenmesi İBB iştiraki İSTAÇ’ın sorumluluğunda gerekli araç-teçhizatlara sahipken İBB’nin bu alandaki karnesi en çok merak edilenlerin başında geldi.
Peki rakamlar ne diyor?
İSKİ’nin 2019 Yılı Faaliyet Kitapçığı’ndan derlenen verilere göre; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminden 2019 yılı AK Partili İBB yönetimi dönemine kadar içe suyu ve atık su arıtma faaliyetleri ile ilgili yapılan hizmetler şöyle;
- 1994’te 4 olan içme suyu arıtma tesisi sayısı 21’e yükseldi.
- 1994’te 2 tane olan atık su arıtma tesisi sayısı 86’ya ulaştı.
- İçme suyu depolarının kapasitesi 163 bin metreküpten 1 milyon 633 bine yükseldi.
- 1994’te atık su arıtma tesislerinin günlük kapasitesi 941 bin metreküptü, yaptığımız tesislerle bu oran 5 milyon 614 bin metreküpe yükseldi.
- 1994’te atık su arıtma oranı yüzde 9’du. Yaptığımız yatırımlarla yüzde 99’a ulaştı.
CHP’li İBB döneminde ise bugüne kadar sadece “Temel atmama töreni” yapıldı ve bunun Marmara’ya bedeli ağır oldu.
VAR OLAN TESİSLERİN İŞLETİLMESİNDEKİ SIKINTILAR TEHLİKEYİ TETİKLİYOR
Haziran 2109’dan bugüne kadar projelendirilip hayata geçirilen herhangi bir içme suyu tesisi veya atık su arıtma tesisi bulunmadığı gibi var olan projelerin durdurulması veya iptal edilmesi İstanbul’un çevre ve atık yönetimi sürecine büyük zarar vermeye devam ediyor.
Öte yandan denizlerde yaşanan kirlilik artışıyla ilgili "halihazırda var olan tesislerin işletilmesinde sıkıntılar mı yaşanıyor" sorularını akıllara getirdi.
PİS SULAR RİVA DERESİNE VERİLİYOR
Atık su arıtma tesislerinin düzenli olarak çalıştırılmaması, dip çamur temizliğinin ihmal edilmesi, aynı zamanda büyük bir çevre felaketine de davetiye çıkarıyor.
Ataköy İleri Biyolojik Arıtma Tesisi'nden Ayamama Deresi'ne deşarj edilen atık sular, arıtılmadan Riva Deresi’ne verilen pis sular, Haliç’in 400 bin metreküp çamura terk edilmesi ve Küçükçekmece Gölü’nde binlerce balığın ölümüne sebebiyet verilmesi bu iddialara başlıca örnek olarak gösteriliyor.
Deniz Yüzeyi Temizlik Aracı
ELDEKİ ARAÇLAR KULLANILMIYOR İDDİASI
Deniz yüzeyinde çöp vs. atıkların düzenli olarak toplanıp deniz temizliğinin sağlanması için AK Parti döneminde toplam 11 adet Deniz Yüzeyi Temizlik Aracı (DYT) alındı.
Ancak Eminönü, Eyüp, Bostancı, Kadıköy başta olmak üzere deniz yüzeyinde biriken çöplerin uzun zamandır toplanmaması sonrası belli programda dahilinde düzenli olarak çalışan DYT’lerin de son 2 yılda düzenli olarak çalıştırılmadığı iddia edildi.
Tüm bu ‘yapılmayanlar’ toplandığında ise müsilaj tehdidinin de büyümesine sebebiyet veren etkenlerin başında gösteriliyor.
BAKANLIK HAREKETE GEÇTİ
Marmara Denizi’nde deniz salyası sorununa Çevre ve Şehircilik Bakanlığı el atarak konu ile ilgili "Marmara Denizi'nde Müsilaj Sorunu ve Çözüm Önerileri Çalıştayı düzenledi. Konu ile ilgili açıklama yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi’nde oluşan deniz salyalarıyla (müsilaj) ilgili yaptığı açıklamada, "Bakanlık olarak 300 kişilik ekibimizle Marmara Denizi’nde 91 noktayı, karada da tüm arıtma tesislerini ve kirlilik kaynaklarını denetliyoruz" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'dan deniz salyası açıklaması
BAKAN KURUM'DAN SERT TEPKİ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizinde yaşanan müsilaj sorunuyla ilgili, "Yerel yönetimlerimizin vazifesi başlamış bir çevre yatırımını durdurmak değildir." dedi.
Marmara'da kirliliğe ve müsilaja neden olabilecek tüm arıtma tesislerinde denetimler yapıldığını belirten Kurum, "Marmara Denizinin farklı noktalarından numuneler aldık. Denetimlerimizi en kısa sürede neticelendireceğiz." dedi.
Konuşmasında yerel yönetimlere de çağrıda bulunan Bakan Kurum, "Çevre yatırımları süreklilik arz eder. Yerel yönetimlerimizin vazifesi başlamış bir çevre yatırımını durdurmak değildir. Kritik önemi haiz arıtma tesisi projelerini engellemek hiç değildir. Tam aksine yerel yönetimlerin görevi şehrini, kıyılarını, daha temiz, daha yaşanabilir kılmak için bu çevre yatırımlarına öncelik vermektir." dedi.
Bakan Kurum, 4 Haziran’da bakanlıklar, belediyeler, akademisyenler ve STK’ların katılımlarıyla bir çalıştay yapacaklarını belirterek, "Marmara Belediyeler Birliğimiz ve belediye başkanlarımızla 6 Haziran’da gerçekleştireceğimiz toplantıda da çalıştay sonucunda hazırlayacağımız Marmara Denizi Koruma Eylem Planını açıklayacağız." diye konuştu.
Kaynak:Haber7
Yorum Yazın