Minber-i Aksa Derneği tarafından düzenlenen ve Şeyh İkrime Sabri'nin Avukatının katıldığı basın açıklamasında, işgalcilerin Kudüs, Mescid-i Aksa ve Filistinli alimlere yönelik yaptığı baskın ve saldırılar telin edildi.
İşgalcilerin Mescid-i Aksa'da yahudilerin ibadet etmelerini meşrulaştırmak için 'Sessiz İbadet' kılıfı altında Mescid-i Aksa'ya yönelik işgal girişimi düzenlenen basın açıklaması ile lanetlendi.
Minber-i Aksa Derneği tarafından organize edilen ve derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Cahit Dinç tarafından okunan basın açıklamasında, "Sessiz İbadet" girişimlerinin beyhude bir çaba olduğunu vurguladı.
Dinç, " İşgalci israilin Mescid-i Aksa içerisine sessiz ibadet edebileceklerine dair çıkarttıkları kanun tarih boyunca birçok defa denedikleri ve her defasında başarısız oldukları beyhude bir çabadan başka bir şey değildir. Mescid-i Aksa Müslümanlarındır ve işgalci israilin burada herhangi bir karar alma ya da söz söyleme yetkisi yoktur. Çıkartılan bu kanunun, hukuk önünde dünyanın en küçük ülkesinin Satürn gezegeni ile ilgili bir kanun çıkartması kadar değeri yoktur." ifadelerini kullandı.
İşgalci terör şebekesi tarafından sürdürülen saldırılara karşı Müslümanların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini belirten Dinç, İslam alimlerine ve Müslümanlara yönelik yapılan saldırıların durdurulması gerektiğini vurguladı.
Bundan sonraki süreçte Müslümanlar olarak Kudüs'te yaşanan tüm olayları yine saat saat takip etmeye devam edeceklerini belirten Dinç, "İşgalci israilin çıkarttığı "sessiz ibadet" kanunu geçersiz ve hükümsüzdür. Mescid-i Aksa Müslümanlarındır, başka din ve mensuplarının ibadetine açılmasının düşüncesini dahi kabul etmiyoruz. 40 yıldan daha fazla süredir Mescid-i Aksa'da hatiplik yapan Şeyh İkrime Sabri'ye yapılan her türlü saldırgan tavrı şiddetle kınıyoruz. 80 yaşının üzerindeki İkrime Sabriye karşı yapılacak tüm baskıların daima karşısında olacağımıza söz veriyoruz. Kabirdeki şehidin bile işgalcinin karşısında mücadeleye durduğu Kudüs'teki yaşanan hiçbir haksızlık karşısında sessiz kalmayacağımızı tüm dünyaya haykırıyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatını en asli vazifesi olan Kudüs Davasını uluslararası arenada savunmaya ve bu konuda ciddi adımlar atmaya davet ediyoruz. Müslüman devletlerin hükümetlerini eşi benzeri dünyada görülmeyen bu hukuksuzluklara karşı seslerini yükseltmeye ve tarihin kendilerine yüklediği sorumlulukları almaya davet ediyoruz. Uluslararası kurum ve kuruluşları Filistin'de yaşanan savaş ve insanlık suçlarına karşı adım atmaya davet ediyoruz." dedi.
"Amaçları Müslümanların nabzını tutmak"
Kuteyne, "siyonist mahkemesi Mescid-i Aksa konusuna girmek istiyor orada söz sahibi olmak istiyor. Aynı şekilde kişisel haklara da müdahale etmek istiyor. Bütün çabaları Mescid-i Aksa söz sahibi olmak. Geçtiğimiz günlerde bildiğiniz üzere Mescid-i Aksa'da bir kanun çıkartmak istediler. Amaçları Müslüman âleminin nabzını tutmak ve karşı fiillerin buna karşı ne olacak bunları görmek. Burada hedeflenen şey Mescid-i Aksa'nın adım adım zamansal ve mekânsal bölünmesini sağlamak ve burada yahudilerin ibadet edebilecekleri bir günün hayalini kurarak ve onun önünü açmaya çalışmak. Son 10 yılın en tehlikeli olan karalardan bir tanesi Mescid-i Aksa hakkında alınan bu karardır. İşgalci israil daima dünya genelinde Müslümanların verecek olduğu tepkiye göre hareket ediyor, bunun karşısında ciddi bir tepki göremezse buna göre adımlarını devam ettiriyor. Bizler bir Müslüman olarak söylüyoruz ve söylememiz gerekiyor Mescid-i Aksa Müslümanlarındır ve onların dışında herhangi bir kişinin burada tasarruf veya bir hakkı yoktur. Aynı zamanda hükümetlerinde işgalcilere baskı yapması gerekir, bu meselenin sadece Kudüs ile olmadığını uluslararası olduğunu da anlamaları gerekir." şeklinde konuştu.
"Baskın ve tutuklamalarında normal algılanması için çalışılıyor"
Kudüs ve Mescid-i Aksa davasında Şeyh İkrime'nin önemi ve işgalciler tarafından yapılan yıldırma baskınlarına yönelik sorulan sorulara cevap veren Kuteyne, "Şeyh İkrime Sabri öncelikle orada yaşayan Mescid-i Aksa'yı koruyan ilk İslam alimidir. O herkesten önce işgalci rejimin aldığı kararları ifşa eden kişidir. Yaptığı bu hareketi israil hiç hoş karşılamıyor çünkü onların yaptığı bütün oyunları boşa çıkartıyor. İşgalciler ve polisler baskınlarının arttırmasının sebebi insanların artık bunları normal görmelerini sağlamaya çalışıyorlar. Bizler bütün Müslümanlar olarak şu mesajı işgalci israile net bir şekilde vermemiz gerekiyor Mescid-i Aksa bizim kırmızıçizgimizdir ve bundan en ufak şekilde taviz vermememiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın