Hablemitoğlu cinayetinin iddianamesinde yer alan bilgiler Türkiye’nin son 10 yılda yaşadığı siyasi olaylara ışık tutuyor. İddianamede Fetullah Gülen, Mustafa Özcan ve Enver Altaylı’dan sonra 4. sırada gelen Aydın Köstem’in evinde yapılan aramalarda ABD istihbaratı CIA için hazırladığı anlaşılan bir raporda yer alan bilgiler, Türkiye’nin nasıl bir karanlık senaryo ile mücadele ettiğini gözler önüne seriyor.
İddianamede yer alan ifadeye göre Köstem, Enver Altaylı’nın kendisini ziyaretiyle ilgili şunları söylüyor: “O tarihten birkaç gün önce birlikteyken Recep Tayyip Erdoğan’ın çok kısa bir süre içinde tasfiye edileceği, kendisi ve ailesinin yakınları ile birlikte öldürüleceği veya hapse atılacağını kin kusarak bana söylemişti.”
Sonra ne mi oldu? Yine Köstem’in ifadesine göre, Enver Altaylı’nın kin kusmasından birkaç gün sonra 17-25 Aralık polis-yargı darbe girişimi olmuş.
Filmi biraz geriye saralım 2011 seçimleri sonrasının Türkiye’sinde olanları şöyle bir hatırlayalım. 2012 MİT krizi, Fetullahçı Terör Örgütü’nün medyasında Erdoğan’a ömür biçen haberler ve Gezi kalkışması. Fetullahçılar, gizli kapaklı toplantılarda “Erdoğan öyle ya da böyle gidecek” diyordu.
Şimdi ilk sorumuzu soralım: Erdoğan’a ömür biçilen bu dönemde olup bitenleri başka kimler biliyordu? Soruyu biraz daha açalım: AK Parti içinde bunlardan kimlerin haberi ve beklentisi vardı. Biraz daha ileri gidelim: AK Parti içinde bunlardan haberi olanlar şimdi neredeler? Bu sorular burada dursun.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk darbe 27 Mayıs 1960’da yapıldı. 27 Mayıs bu topraklarda daha önce yapılmış darbelerin devamıydı. Ama Cumhuriyet’ten sonra ilk darbedir. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat darbeleri, 27 Mayıs darbesini ve rejimini tahkim etmek için yapılmış darbelerdir.
HER ŞEYİ GÖZE ALDILAR!
27 Nisan e-muhtırasına, ‘Milli İrade’nin meydan okuması 27 Mayıs rejiminin gerilemesinin başlangıcı oldu. 2007 yılında Anayasa değişikliğine gidilip cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin kabulü ile, 27 Mayıs rejimine büyük darbe vuruldu.
17-25 Aralık, 27 Mayıs rejiminin gerileyişini durdurma hareketiydi. 2014’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde halk ilk kez cumhurbaşkanını seçecekti. Ve en güçlü aday Erdoğan’dı. Onun için kinle, “Erdoğan’ı öldürmek” dahil engellemek için her şeyi göze aldılar.
15 Temmuz, 27 Mayıs rejiminin huruç harekatıdır. İyice köşeye sıkıştıkları için kuşatmayı kaldırmak adına ölmeyi, ifşa olmayı göze alarak darbeye kalkıştılar. 15 Temmuz’u planlayanlar şüphesiz, başarısızlık durumunda da ne yapacaklarını planlamışlardır. Ve nitekim başaramadıkları için B planını devreye aldılar ve o plan hâlâ devrede.
Başarısızlık planının ipuçları ise Enver Altaylı’nın hüküm giydiği iddianamede yer alıyor. Altaylı’nın dijital materyalleri üzerinde yapılan araştırmada, ABD’de kaçak yaşayan FETÖ’cü Bilal Ekşili ile yazışmalarına ulaşılmış. Bu yazışmalarda Altaylı, yeni yol haritasını anlatırken şu ifadeleri kullanıyor: “Türkiye’de muhalif güçlerin tamamı birlikte hareket etmeli.”
Altaylı’nın bu temennisinin ardından gerçekten de Türkiye’deki muhalifler birlikte hareket etmeye başladı. 2018’de başlayan birliktelik “Yuvarlak Masa” etrafında kurumsal hale geldi.
Yuvarlak Masa, önceki gün beklenen anayasa teklifini duyurdu. Sayfalarca laf kalabalığında teklifin püf noktasını cumhurbaşkanının görev süresi oluşturuyor.
Görünürde cumhurbaşkanını halkın seçmesi öneriliyor ancak görev süresi 7 yıl olacak. 7 yıllık cumhurbaşkanlığı görev süresi 27 Mayıs rejiminin ürünüdür. Başbakan Menderes ve iki bakanını asarak 27 Mayıs rejimini ihdas edenler, halka güvenmedikleri için direkt halkın egemenliğini bypass ederek bu Cumhurbaşkanlığı modelini inşa ettiler.
B PLANINI GÖREBİLMEK!
Kendi adamlarını cumhurbaşkanı seçtirmek için de Meclis’in üzerinde savaş uçakları uçurdular. 27 Mayıs rejimiyle kurulan vesayet düzeninde her cumhurbaşkanlığı seçiminde kriz çıktı. Kimi zaman baskı, kimi zaman darbe yaparak, Çankaya’ya istediklerini oturttular. Onlara rağmen cumhurbaşkanı seçilenlerin ömrü kısa oldu.
Şimdi gelelim final sorularına: 17-25 Aralık’ta Erdoğan öldürülseydi veya tutuklansaydı nasıl bir hükümet ortaya çıkardı. İkinci ve en önemli soru: 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı nasıl bir masa kurulurdu ve o masada kimler yer alırdı?
İşte bu sorunun cevabını görürsek, o zaman 15 Temmuz’u planlayanların B planını da devre dışı bırakmış oluruz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın