Dünyanın yaşanabilir beş ülkesinden birisi olan İsveç’te bir vatandaşımıza Koronavirüs teşhisi konmuş ve kızının ifadesiyle “Durumun çok kötü değil tedavini evinde kendin yaptır. Başının çaresine kendin bak,” denmiş ve evine gönderilmiş.
Hastanın kızı sosyal medyadan yardım istemiş. Cumhurbaşkanımız bu çağrıya duyarsız kalmamış, Sağlık Bakanı hastayı almak için bir ambulans uçak göndermiş ve hasta Türkiye’ye getirilmiş. Bu haber değeri olan bir durumdu ve bütün basın bu haberi hakettiği gibi gördü.
Tabii ki bununla da kalınmadı sosyal medyada “Eski Türkiye ve yeni Türkiye” “Nereden nereye” “Teşekkürler Reis” ve “ Teşekkürler Koca” gibi paylaşımlar yapıldı.
Cumhurbaşkanımız hastanın kızını bizzat arayarak “Babanız emin ellerde. Biz sağlıkta önemli mesafeler aldık, hiç endişe etmeyin İnşallah babanız şifa bulacaktır,” dedi.
Oysa bizler İsveç ile ilgili yaşanabilirlik kriterini “İnsanlar içindir” diye algılamıştık. Belki de bu kriter insanlar için değil de kedi, köpek ve diğer türevleri için olabilirmiş! İnsan için olsa bu durum sizce yaşanır mıydı? Kaldı ki bu ilk örnek değil daha önce de 80 yaşını aşmış hastaları da hastanelere kabul etmemişlerdi.
Biz çocukluğumuzda bütün batı devletlerinin ve özellikle de Almanya’da insan canının çok önemli olduğunu ve bir vatandaşlarının bir yerde başına bir şey gelmesi durumunda nerede olursa olsun ambulans uçak ile gidip alınıp tedavi edildiğini duyar onlara imrenirdik.
Biz bilmiyoruz, belki de o hastaları, sigortasını o şekilde sözleşme yapıldığı ve ona göre para ödediği için sigorta şirketi gelip alıyordu. Şimdi yaşananları görünce hiç bir batı devletinin böyle bir şey yapmayacağı ortaya çıktı sanırım.
Bir virüs geldi bütün dünya virüse teslim oldu ve biz bu vesile ile aslında “gelişmiş” diye düşündüğümüz bütün dünyanın “Biz çok güçlüyüz ve biz çok geliştik ” diye övünmelerinin bir işe yaramadığını görmüş olduk.
“Asıl olan insandır,” deyip insanı merkeze koyabiliyorsanız güçlüsünüzdür. Bunu bu süreçte yine anladık ki, Türkiye bütün imkânlarını milleti için kullanarak zengin bir ülke olmasa da güçlü bir ülke olduğunu bütün dünyaya göstermiştir.
Dünya da yaşanabilirlik sıralamasında İsveç gibi ilk beşte olabilirsiniz ama merkeze insanı koymuyorsanız, imkânınızın insana bir faydasının olmadığını bütün dünyaya göstermiş olursunuz.
Evet İsveç bu hastaya bakmayarak belki “Zenginliğini korumuştur!” Evet belki Türkiye bir hasta için ambulans uçak göndererek zenginlikte İsveç’in önüne geçmedi ama aramızdaki bir fark ortaya çıktı ki, o da şudur “Bizim için insan değerlidir,” ve sadece bununla da kalınmadı yurt dışından onbinler ülkemize getirilerek iki hafta karantinada tutulup ailelerine kavuşturuldu.
Türkiye sağlık yatırımları bakımından bu süreci iyi götürüyor. Bunda fedakarca çalışan sağlık ekibinin çok büyük katkısı var ve sağlık çalışanlarını yine canıgönülden taktir etmek gerekiyor.
Bunun yanında 55 ülkeye de sağlık yardımı yapılmış olması bizler için ayrı bir gurur sebebidir. Keşke ülkemiz her şeyi çok üretebilse de ihracatı beş misline çıkarabilse. İnşallah bir gün o da olur ama görüldüğü gibi para her şey değil. Paranın yanında medeniyet değerlerine sahip olmak ve bunu yaşatmak da önemlidir.
Bir hasta için İsveç’e uçak gönderilmesi bizim ülkemizle gurur duymamızı sağladı. Kim ne düşünür ne der bilemeyiz. Biz, devletin vatandaşı için var olduğunu düşündüğümüz için bu yapılanı destekliyoruz. ve kim millete güzel bir hizmet yapar ise partisine bakmaksızın onu da destekleriz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın