İnsan, kısa denebilecek ömrünü güzel anılmak, dualarda olabilmek için gayret ederek tüketmeli. İnsan, kendisi için mutlaka dua eder ve fakat başkalarının duasında yer alabilmek içinde gayret içinde olmalıdır.
Bu hafta Cuma sohbetinde imam sevgi, saygı ve hoşgörüden bahsederek “İnsanlar aileleri ile birlikte yaşadıkları evlerini cennete çevirmeli,” dedi. Sohbetinde güzelliklerden bahsetti ve “Bir aile reisinin eve gelişini eşi ve çocukları heyecanlar beklemeli, kişi eve geldiğinde herkes mutlu olmalı ve herkesin yüzü gülmeli,” diye devam etti.
Şimdi birileri “Niye eş evde bekliyor? O eskidenmiş şimdi kadınlar da çalışıyor,” diyebilir ve fakat öyle olsa bile sevgi, saygı ve hoşgörü herkes için gerekli değil mi? Yine de eşler birbirine; kadın, “Rabbim gölgeni başımdan, ayakkabını kapımdan eksik etmesin,” diye dua etse erkek de “Sen yuvama rabbimin bir lütfusun, sen evimizin sultanısın, iyi ki varsın,” diye dua etse ne güzel olur değil mi?
Bize göre gayet güzel olur ve o yuva sıcacık olur. O evde büyüyen çocuklar geleceğe daha umutlu ve güzel bakar. Hayatları daha güzel olur, daha başarılı olurlar. Yuvalarında gördükleri güzellikleri kendi kuracakları yuvalarında sağlamak için gayret içinde olurlar.
Peki neden böyle olmuyor da genelde ailelerimizde sıkıntılar yaşanıyor. Biz işin uzmanı değiliz. İşin uzmanları bir şeyler söylüyorlar fakat bazı durumların bizde farkındayız. Bir yerlerde mutlaka bir şeyler eksik ya da yanlış yapılıyor.
Evliliklerde, evlenenlerin yaşı ya da fiziki durumuevliliğe hazır gibi görünsede zihin olarak hazır olmadığı için sorunlar yaşıyorlar. Eskiden gençlerimiz “Akıllansın, uslansın, adam olsun,” diye evlendirilirmiş. Şimdi durum çok değişti. Kadınlarımızın durumuda değişti erkeklerimizin durumuda. Eskiden kadınlarımız eşi akıllanana, uslanana ve adam olana kadar idare eder, sabreder onu yönlendirirmiş. Peki şimdi kadınlarımız öyle mi? Kadınlarımız yukarıda saydıklarımızın olması için sabredebilir mi? Böyle bir eşe tahammül edebilir mi?
Her geçen gün evlilik müessesesi önemini yitiriyor çünkü evlilik müessesesi saygı duyulan bir kurum olmaktan çıkarılıyor. Buna televizyon dizileri de etki ediyor“Ekonomik özgürlüğünü eline al kimseye eyvallahın olmasın, kocanın eline bakma.” diye evladını yetiştiren ailelerde etki ediyor. Oysa evlatlarımızı “Okuyun, bir mesleğiniz olsun ve insanlara faydalı olun, insanların hayır duasını alın,” desek daha iyi olur diye düşünüyoruz.
Oysa insana sevgi, saygı, hoşgörü ve vefa duygusu öğretilebilse. Bunu aileden başlayıp ana okulundan üniversiteye kadar ilmek ilmek beyinlere işlesek güzel ve kötü örnekleri ortaya koyarak çocuklarımıza anlatabilsek kısmende olsa başarılı olunabilir diye düşünüyoruz. Aksi takdirde Batı çocuklara cinsiyet değiştirmeyi konuşmaya başladı ki bu daha büyük bir tehlike.
Aile kurumu mutlaka korunmalı ve tekrar saygı duyulan bir duruma getirilmeli. Bunun için üzerine vazife düşen herkes gereğini yapmalı. Yoksa işişten geçecek ve dövecek diz bulamayacağız. Dualarınızda olmak dileğiyle.
Facebook Yorum
Yorum Yazın