Bu yazımı okumaya başladığınızda mutlaka farklı tepkiler vereceksiniz. "Ne demek hristiyanlaştırıldık?", "Elhamdulillah biz Müslümanız" gibi normal olarak sitemlerde bulunacaksınız. Ancak sizden ricam bu yazımı sonuna kadar okumanızdır. Sonra yine kendi yorumlarınızı yapabilirsiniz.
Avrupa haçlı orduları her defasında Müslüman Türk milletinin üzerine gelmiş olsa da hep yenilgi ile ayrılmışlardır. Ancak bu haçlı orduları "biz her defasında yeniliyoruz, bu seferde yine yenileceğiz" diye asla Türk ordularının üzerine gelmekten vazgeçmemişlerdir. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali her defasında Türk orduları ile mecazen güreş tutmaya devam etmişlerdir.
Avrupa ve haçlı ittifaklar Türk ordularını savaş meydanlarında yenemeyeceklerini anladıkları zaman sanırım "biz Türkleri nasıl yeneriz" diye çok düşünmüşlerdir. Avrupalılar savaşa girmeden, tek mermi dahi sıkmadan Türkleri nasıl yenebilirdi?
Bir milletin ahlakını ve kimliğini elinden alırsanız o milleti işte o zaman yenebilirsiniz.
Savaş meydanlarında Türk ordularını yenemeyeceklerini anlayan haçlılar ilk olarak ahlak konusunda Türk milletinin üzerine geldiler. Önce bir moda akımı başlattılar. Bu akımla beraber her dönem yeni giyim tarzlarını içimize sürdüler ve biz millet olarak da bu moda akımına takılıp artık ona göre giyimimize şekil vermeye başladık ve zaman içerisinde yavaş yavaş İslami giyim tarzından vazgeçerek Avrupalılar gibi giyinmeye başladık. Artık moda konusunda bizlerde birer Avrupalı olmuştuk. Ancak tam Avrupalı olmak için sadece modayı kabul etmekle olmazdı. Avrupa toplumu kendi kızlarını dünya güzeli seçmek için yarışmalar düzenlerlerdi. Ve artık Avrupa bizi de bu güzellik yarışmalarının içine çekmeyi başarmıştı. Harp meydanlarında yenemedikleri müslüman Türk milletinin Keriman Halis isimli kızını podyuma çıkarıp bütün Avrupalı jürilerin gözünün önünden geçirip artık dünya birincisi bile yapmıştı. Artık bir adım daha atarak Avrupalı olmuştuk.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransa'da kadınlı erkekli dans oyunu çıkınca Kanuni Fransa kralına bir mektup yazarak "Ben ki, 48 krallığın hakanı Sultan Süleyman Han'ım. Sefirimden aldığım habere göre, memleketinizde dans namı altında kadın-erkek birbirine sarılmak suretiyle, herkesin gözü önünde faydasız işler işlenmekte olduğunu işitmişimdir. İş bu rezaletin memleketime de sirayeti ihtimali olduğu için mektubumun elinize ulaşmasından itibaren derhal son verilmediği takdirde, bizzat ordumla gelip men ederim." deyip Fransa'da tam 100 yıl boyunca dans oyunu olmamıştır. Biz böyle bir durumdan artık kadınlı erkekli dans etmeye de başlayan bir topluluk olduk. Hatta daha da ileri giderek içki kadehlerinin havada uçuştuğu kadınlı erkekli eğlenceli baloları bile düzenlemeye başladık. Artık iyice Avrupalı olmaya başladık. Ancak bu kadar yeter mi? Tabi ki yetmez. Bizler hristiyanlar gibi noel kutlamaları, yılbaşı eğlenceleri düzenlemeye de başladık. Avrupa Hristiyan topumunda ne varsa neredeyse aynısı da artık bizde var olmaya başladı. Zinayı serbest bırakmasak hristiyanlığımızdan şüphe edilecekti ki zinayı da serbest bırakınca hristiyan olmamız konusunda bir adım daha ileri gittik.
Zaman içerisinde özel günlerde düzenlemeye başladık, anneler günü, babalar günü, doğum günleri, evlilik yıl dönümleri gibi. Artık iyice hristiyan toplumunun bir parçası olmuştuk sanırım. Ancak bunlar da yetmiyordu tam hristiyan olmamıza? Neler yapacaktık biz daha...?
Cuma bayramımızı iptal edip hristiyanların dini günü Pazar gününü benimsedik. Hiç bir hristiyan, müslümanların dini günlerinde faaliyetler düzenlemezken biz hristiyanların bütün bayramlarında var olmaya başladık.
Avrupalı olmak bunlarla mı sınırlı? Değil tabi ki...
Artık Hicri Yılbaşından da vazgeçip Miladi Yılbaşlarını kutlamaya başladık. Kutlama yaparken de öyle sessiz sedasız değil. Alkollü ve kadınlı erkekli eğlencelerle kutlamaya başladık. Sanırım Avrupalılar bizi görmüş olsa " Bu Türkler bizden daha da Avrupalı" derler.
Atalarımız düşman Çanakkale'den içeri girmesin diye oluk oluk kan döktü. Bu vatanı düşmana vermemek için, bu topraklara ecnebi ayakları değmesin diye. Ancak Çanakkale'den bu topraklara adım atamayan devletler mecazen çanak antenlerle içimize hatta kılcar damarlarımıza kadar girdiler.
Bugün Televizyonlarda oynayan dizilere bir bakın. Aile içi cinsel objeler, eşcinsel gösterimler artık normal gibi gelmeye başladı. Çünkü algı yapıldıkça ve bizlerde sesimizi çıkarmadıkça toplumumuzda bozuldu.
Bu kadar yeter mi? Asla tabi ki...
Televizyonlarda oynatılan ahlak dışı dizilerin yanında eşcinsel dernekler de kurulmaya başlandı. Yaptıkları eylemlere bile ses çıkaramaz hale geldik. Hatta daha da beterini gördük. Ülkemizde eşcinsel evlilikler yasak ancak gayri ihtiyari eşcinsel evlilikte gördük... ALLAH sonumuzu hayr etsin (Amin)
Sahi biz ne kadar hristiyan gibi yaşamaya başladık? ALLAH (c.c.) Resulü (s.a.v.) : "Kim bir kavme benzerse o onlardandır." demiyor mu? O zaman yaşam tarzımız ile bir hristiyan gibi yaşıyorsak bir hristiyandan ne gibi bir farkımız var?
Sahi biz hangi arada hristiyanlaştırıldık?
Selam ve dua ile...
Facebook Yorum
Yorum Yazın