“Erdoğan’a karşıysan gel” cephesi, bugüne kadar kurdukları fiskos masalarında Erdoğan aleyhtarlığında birbirleriyle yarıştılar.
Bir araya geldiler, Erdoğan’ın ne kadar kötü olduğunu bir birlerine anlattılar, dağıldılar.
Tekrar bir araya geldiler, konuştular, tekrar dağıldılar.
Ancak bu iş konforunu kaybetmeye başladı, o keyifli günler geride kaldı. Sandık zamanı hızla yaklaşıyor. Sıra aday açıklamaya ve ülkenin nasıl yönetileceğine ilişkin görüş, proje, vizyon sunmaya geldi.
Hatırlayalım: Önce, nasıl bir araya geleceklerini aylarca konuştular. Kim, nerede, hangi sıraya göre oturacak; yaş sırasına göre mi, alfabetik sıraya göre mi, yoksa oy oranına göre mi, diye devasa sorunları aşmak için büyük mücadele verdiler.
6’LI MASADA SIRA ADAYA GELİNCE KIYAMET KOPTU
Sonunda buldukları formülle önemli bir eşiği geride bıraktılar. Kurulan yuvarlak masada 10 kez bir araya geldiler. İlk 10 toplantı gayet iyi gidiyordu, çünkü aday konuşulmuyordu. 10’ncu toplantıda, “11’nci toplantıda adayı konuşalım” kararı alınınca kıyamet koptu.
Temel Karamollaoğlu, en tecrübeli siyasetçi olduğu için o daha 10’uncu toplantı olmadan görüşünü söyledi. Kimin cumhurbaşkanı olacağının bir önemi olmadığı imasıyla, ülkenin bir ‘Eş Güdüm Kurulu’ tarafından yönetileceğini söyleyerek, tartışmaların fitilini ateşleyip, sırasını savmış oldu.
Asıl gürültü Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarıyla koptu. CHP tabanının büyük antipati duyduğu Davutoğlu’nun, “Cumhurbaşkanı kim olursa olsun, diğer genel başkanlar da aynı imza yetkisine sahip olacak” demesi infial uyandırdı.
CHP yandaşı medyadan gelen eleştiriler karşısında geri adım atmayan Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı, aldığımız kararları kabul etmezse kriz çıkar, Meclis desteğini kaybeder ve ülke yeniden seçime gider” diyerek tartışmaları daha da ileri taşıdı.
Herkes Kılıçdaroğlu’nun Davutoğlu’na haddini bildirmesini beklerken, Kılıçdaroğlu’ndan Davutoğlu’na destek niteliğinde bir açıklama geldi. “Yüzde 1, yüzde 3, yüzde 50 diye bakamayız. Altı partinin lideri eşittir ve başkan yardımcısı olacaktır” diyen Kılıçdaroğlu, adaylığı için en net vaadini ortaya koydu.
Ali Babacan adaylık mesajı verirken, masanın altındaki HDP ise, sopa-havuç siyaseti izliyor. Bir eş başkan “Kendi adayımızı çıkaracağız” diyerek sopa gösterirken, bir başka eş başkan “Uzlaşmaya hazırız” diyerek havuç uzatıyor.
İYİ Parti’de ise aile sorunları yaşanıyor. Meral Akşener, Koray Aydın ile Yavuz Ağıralioğlu’nu pasifize ederek, epey bir zaman rahat hareket etti. Ancak, İYİ Parti Ankara İl Başkanlığı için Koray Aydın’ın “Ben buradayım” demesi, Akşener’in kalbinin ritmini bozdu. Ne olursa olsun Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için hâlâ yeşil ışık yakacak görüntüsü vermiyor.
LİDER BAŞINA 10 AY CUMHURBAŞKANLIĞI!
“Adayı konuşalım” kararından sonra yuvarlak masada en başından beri var olan kakofoni daha da arttı. Kimi CHP’liler Davutoğlu ve Babacan’ın masadan atılmasını isterken, kimileri de bu takdirde seçim kazanmanın imkânsız hale geleceğini düşünüyor. Seçime kadar buna razı olunması isteniyor.
Yuvarlak masa bu süreci yönetebilir mi, zaman gösterecek. Ancak kriz devam ederse en iyi çözümün Dönüşümlü Cumhurbaşkanlığı Sistemi olacağını söyleyebiliriz. Cumhurbaşkanlığı süresi 5 yıl olduğu için her lidere 1 yıl düşmüyor. Eğer eşit paylaşacaklarsa lider başına 10 ay düşüyor. Böyle bir yöntemde buluşurlarsa, hem aylardır adını koyamadıkları sistemlerinin adı belli olur hem de kriz çözülür.
Facebook Yorum
Yorum Yazın