“Fili tuttuğun yerden tarif etmek.” diye bir tabir vardır. İşte bizdeki siyaset anlayışı da hemen hemen böyle değil mi? Hikaye özetle şöyle altı kör insan fili merak eder, file dokunur ve altısı da fili dokunduğu yerden tarif eder fakat herkesin doğrusu ve tarifi farklıdır. Bizdeki siyaset anlayışına benziyor değil mi?
Yaklaşık yirmi yıl siyaset yaptım. Hem de öyle böyle değil çok yoğun bir mesai harcadım. Üst düzey yöneticiler ile bir araya geldim. Onları uzun uzun dinledim. Düşünebiliyor musunuz Rahmetli Erbakan Hocamı bile defalarca dinledim. Teşkilatlarda ve çeşitli ortamlarda birçok konuda konuşmalar yaptım.
Siyasetin bana öğrettiği çok şey oldu. Siyaset sayesinde dünyaya ve meselelere bakışım değişti fakat öğrendiğim bir şey daha var ki o da şudur; insan meselelere maalesef ki bulunduğu camianın gözüyle bakıyor. Yani bir bakıma tabiri caizse at gözlüğü ile bakıyor.
Çünkü insan bulunduğu camiada, o camiaya göre bir şeyler öğreniyor ve o öğrendikleri onun için mutlak doğru ve savunulması zorunlu bir ideal oluyor. Dolayısı ile herkesin doğrusu farklı ve herkes doğruları için mücadele ediyor.
Bir cemaatin müntesibi bir doktora “Bu yanlış değil mi? bunu nasıl kabul ediyorsun?” diye sormuştum. O da bana “Bir cemaate bağlıysan bunu sorgulayamazsın. Sorgularsan orada durmanın bir mantığı olmaz.” diye cevap vermişti. Ben her şeyi sorguladığım için hiçbir cemaatin içinde olmadım ve hiçbir siyasi partinin içinde de duramadım.
Bu durum aynı siyasi partililerde de böyle değil mi? Kendi partilerinin koca koca hatalarını görmezden gelirken rakiplerinin küçük hatasını devleştirmiyorlar mı? İçişleri Bakanı “Bir siyasetçi bir çete liderinden her ay on bin dolar alıyor.” dediğinde o parti üyeleri bu işin açığa çıkmasını neden istemedi? Yeni parti kuran Sarıgül “Bir siyasi parti iktidarı indirmek için Biden’dan para aldı, bu işin peşini bırakmam.” dedi. Peki muhalefet partileri neden kim bu siyasi parti diyor mu?
İktidar partisi yaptığı yol, köprü, hastane ve hava alanları ile övününce muhalefet “Bunlar yeniyor mu? Millet aç aç!” diye eleştirirken herhangi bir muhalefet parti belediyesi heykel yapınca “Millet aç aç!” demiyor ya da milletin aç olduğunu neden unutuyor? Aynı şeyin tersi iktidar yanlıları için de geçerli değil mi?
Hülasa bizde siyaset böyle yapılıyor. Bir partiye bağlıysanız o partinin hatalarını görmezden geleceksiniz bu da yetmez rakip partinin iyi yönlerini de görmeyeceksiniz. Varsa yoksa rakibin hatalarından bahsedeceksiniz ve onu karalayacaksınız.
Yirmi yıl sonra artık kendimi geri çektim. Fil örneğinde olduğu gibi file dokunduğum yerden değil de uzaktan bakarak fili tarif ediyorum. Yani bütün siyasi partilerin dışındayım ve hepsini dışardan gözlemliyorum.
Bu sayede bütün partileri rahat rahat eleştirebiliyorum. Güzel gördüğüm işleri de hangi partiden olursa olsun alkışlayabiliyorum. Bazıları bu durumu “iki yüzlülük” olarak lanse etse de biz buna aklıselim ve adalet diyoruz.
Derdimiz birilerini memnun etmek ya da karşımıza almak değil. İsteyerek ya da ehveni şer diyerek seçimlerde desteklediğimiz partinin yanlışlarını da eleştirme hakkını kendimizde görüyoruz. Ben, milletimiz ve kendimiz için iyiyi güzeli ve adaleti talep etmeye devam edeceğim. Bunu da ancak siyasetin dışında kalarak yapabiliyorum.
Facebook Yorum
Yorum Yazın