Sözün bittiği yerdeyiz. İnsanlığın tükendiği günlerde yaşıyoruz. Çocuklar üzerinden kim bir siyasi ya da koltuk hesabı yapıyor ise, kim acımadan çocuklara kıyıyor ise vicdanını yoklasın. Şayet bir şey bulamaz ise Allah belasını versin!
Özelde Gazze ama genelde Filistin, tarihinin en zor ve en acı günlerini yaşıyor. Hamas’ın 7 Ekim operasyonu sonrası İsrail tam anlamıyla azıttı. Çocuk, kadın, hasta, yaşlı demeden cana kıyıyor ve hastaneleri bombalıyor. Uluslararası anlaşmaları yok sayıp fosfor bombası bile kullanmışlar.
İlk operasyonu Hamas’ın yapmış olmasını bahane gösteren Batı devletleri koşulsuz bir şekilde İsrail’in yanında ve destekçisi oldular. Oysa Batı devletleri yıllardır İsrail’in zulüm ve gasp ile yaptığı yayılmacı politikasını görmezden gelmişti.
Vicdan sahibi Yahudiler ve Yahudi din adamları “Siyonistler uydurdukları vadedilmiş topraklar masalıyla Filistinlilere sürekli zulüm yapıyor.” diyor ve bu Siyonist politikaya isyan ediyor.
Siyonist zulmüne onlarca örnek var ama ben sadece birinden bahsedeyim. “Makul şüphe!” diye bir yasaları var. Bu yasaya göre siviller dahil bütün İsrailliler herhangi bir sebepten bir Filistinliyi öldürüp “Ben, bana zarar verme ihtimali olduğunu düşündüm.” dese makul şüphe yasasına göre ceza almadan kurtulabiliyor. Bu şartlarda, bunu bilerek Filistinli olmak, Filistin’de yaşamak kolay mı sanıyorsunuz? Allah aşkına biraz empati kuralım.
“Hamas terör örgütüdür. Savaşın sebebi ve sorumlusu da odur!” diyenler var. Bize göre Hamas vatanını savunan bir yapıdır fakat bir an biz de öyle olduğunu varsayalım ve siz İsrail güzellemesi yapanlara bir öneride bulunalım. İsrail 1967 sınırları öncesine geri çekilsin, Hamas yine saldırmaya devam ederse “Hamas terör örgütüdür!” diyelim ve Hamas’a karşı çıkalım.
Ama siz, “Yok İsrail hem işgalini sürdürecek hem de kimse bir şey demeyecek, kimse karşı gelmeyecek.” diye bekliyorsanız o öyle olmaz. 1967 öncesi sınırlar olmadı mı? Peki o zaman herkesin kabul ettiği 1967 sınırlarına çekilsin önerimize ne dersiniz, biz ona da kabulüz, siz var mısınız?
Allah aşkına şöyle düşünün, babadan kalma bir tarlanız var ve eli silahlı birileri geliyor “Burası artık bizim, boşaltın burayı.” diyor. Siz olsanız ne yapardınız? Ya adamlara mukavemet edip karşılık verir ya da hakkınızı hukuki yollardan ararsınız değil mi? Adamlar hukuki yoldan hak arıyorlar fakat Birleşmiş Milletler denen lanet kurum hep aleyhlerine karar veriyor. Filistinliler ne yapsın, hadi siz söyleyin?
“Hamas’ı İsrail kurdurdu.” diyenler var, onlara soralım. Şayet öyle ise bu daha alçakça değil mi? Diyelim ki öyle Hamas’ı İsrail kurdurdu, peki bu durum İsrail’e masum çocukları öldürme hakkını verir mi? Hangi ırktan ve hangi dinden olursa olsun çocuklar masumdur, hayallerine ve canlarına dokunulmamalıdır. Çocuklara dokunan en basit ifadeyle alçaktır.
Allah sizleri ıslah etsin. Araplara olan düşmanlığınız sizin vicdanınızı köreltmiş. Sizleri bilmeyiz ama biz elhamdülillah Müslümanız. Müslümanların ilk kıblesini korumak da imani bir mesele ve Müslümana görevdir. Kudüs’ü işgalci Siyonistlere karşı korumaya çalıştığımız gibi gerekirse ve ihtiyaç duyulursa yanlış yapan Araplara karşı da koruruz.
Ey Türkiye sınırlarının Suriye’den başladığını sanan zavallılar. Biliniz ki Kudüs düşerse Şanlıurfa’da düşer. Gazze düşerse Diyarbakır’da düşer. Batı Şeria düşerse Gaziantep’te düşer. Bunu anlamayacak kadar aklınız kıt ise size söyleyecek sözümüz zaten yok.
Geçen hafta bir dizi program için Samsun’a gelen Büyük Komutan Selahaddin Eyyubi’nin torunu Naim Eyyubi ile sohbet ederken “Batı, Filistin konusunda ikiyüzlü davranıyor.” dedim. Naim Eyyubi “Hayır Batı ikiyüzlü değil tek yüzlüdür ve Filistin konusunda hep tek yüzlü davranıyor.” dedi. Maalesef bizde de çok yüzlüler var.
Peki siz kendinizi nereye koyuyorsunuz? Kaç yüzlüsünüz?
Biz, tabii ki bazı şeyleri değiştirmeye gücümüzün yetmeyeceğini biliyoruz ama en azından karınca misali tarafımız belli olsun istiyoruz. Filistin’de vatanını canı pahasına savunan mücahitlere güveniyor ve Allah’tan ümidimizi kesmiyoruz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın