Gıdanın önemini anladığımızda umarız iş işten geçmiş olmaz. Bütün dünya yakın gelecekte gıda ve suyun çok önemli olacağına dikkat çekip uyarılar yapıyor.
Peki ülkemiz bu uyarıları dikkate alıyor mu? Görünüşe bakılırsa maalesef dikkate almıyor. On yıllar geçti hala Çarşamba Ovasının sulama projesi tamamlanmadı. Hala Çarşamba Ovasının orman görünümü devam ediyor. Ülkemizin ekilebilir alanlarını halada sanayiye açıyoruz. Bazı ekilebilir alanları da yanlış tarım, yanlış sulama ve erozyon nedeniyle kaybediyoruz.
Oysa sanayi işletmeleri dağlara ve kıraç alanlara yapılabilir ama gıda yetiştirmek kıraç toprakta ya da dağlarda olmaz. Biz bu konuları defalarca yazdık uyarıda bulunduk ama değişen bir şey yok.
“Tarım Öğretiminin 176.Yılı” ve “10 Ocak Tarım Bayramı” münasebetiyle yapılan etkinlikte OMÜ Rektörü Sayın Yavuz Ünal,“Gıda, günümüzde stratejik önemi en fazla olan unsur haline geldi. Önümüzdeki yıllarda önemi daha da artacak. Bafra ve Çarşamba gibi iki büyük havzamız var. Vezirköprü’yü de dahil ettiğimizde Samsun, Türkiye’nin en değerli iline dönüştü. Bu süreçte Ziraat Fakültesi başta olmak üzere üniversite ve devletin ilgili tüm unsurları tarafından bir stratejik eylem planı oluşturularak, gelecekle ilgili kaygıların önüne geçilmeli. Bunun yanında gelecek nesillerin sağlıklı beslenebilmesi için GDO’lu ürünlerin üretiminden uzak durulması...” diye açıklama yapmış.
Gönül isterdi ki Rektör beyin bu açıklamasını basın manşetten versin. Maalesef haber değeri görülmemiş olacak ki kerhen “Rektör Açıklaması’ diye içerde ve küçük bir haber olarak görülmüş. Umarız rektör beyin uyarıları dikkate alınır. Umarız ivedi bir çalışma ve planlama yapılır. Yoksa yakın zamanda tarımda artan üretim maliyetleri sebebiyle gıdayı bulabilmek her insanın harcı olmaktan çıkabilir!
Evet sanayi ve sanayi üretimi önemli ama gıda da en az sanayi üretimi kadar önemli değil mi? Ekilebilir tarım arazilerini sanayiye açmak kolaycılıktır. Devleti yönetenlerin her şeyi iyi planlamaları görevidir. Yöneticilik“Yan gelip yatma, millete kaşını çatma yeri değildir!”. Gereğini gerektiği gibi ivedi bir şekilde yapma yeridir. Milletin kaynaklarını kullanıp bu kaynakları çarçur etmeye kimsenin hakkı olmasa gerek.
“Türkiye’de son 10 Yılda ne kadar tarım arazisi kayboldu?” diye Google’a sordum. Cevaplar çok üzücü. Verilen bilgiye göre son 10 Yılda ülkemiz ekilebilir alanlarının%5,22’sini kaybetmiş. Dünya bankasının verilerine göre Türkiye’nin kaybettiği tarım alanlarından daha küçük 87 ülke bulunuyormuş.
Bu rakamlardan Allah’ın bize ne kadar büyük bir nimet bahşettiğini ve bahşedilen bu nimeti nasıl heder ettiğimizi görebilmişizdir umarım.
Facebook Yorum
Yorum Yazın