Bazılarını görüyoruz “Bize ne elin Arap’ından? Biz kendi derdimize bakalım.” diyor. Bu sözler ve bu anlayış iki sebepten içimizi acıtıyor. Birincisi insan olanın haksız yere dökülen her kana ve kıyılan her cana üzülmesi insanlığının gereğidir diye düşünmemiz. Kaldı ki öldürülenlerin yarısına yakını da çocuk. İkincisi ise uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğu ile yönettiğimiz coğrafyada birer birer ya da toplu halde insanlara kıyılması, haklarının gasp edilmesi ve evlerinin yıkılmasına göz yumulmasıdır.
Bazıları için ülkemizin sınırları Lozan’da çizilmiş mevcut sınırlar olsa da bizim gönlümüzün sınırları bütün İslam coğrafyasıdır. Kaldı ki dünyanın neresinde olursa olsun haksız bir sebeple bir insanın kanı akıtılıyorsa bu insanım diyenin vicdanını zaten rahatsız etmelidir.
Elhamdülillah Müslümanız ve Müslümanın ölçüsü bellidir. “Haksız yere bir cana kıymak bütün insanlığa kıymak gibidir.” anlayışı ile hareket etmeye çalışıyoruz. Bundan hareketle Filistin de yaşanan haksız cana kıyım ve yıkıma karşı çıkmaya çalışıyoruz ya da en azından tarafımızı Filistinlilerden yana tavır alarak belli etmeye çalışıyoruz.
Herkesin kendisine göre bir din ve hayat anlayışı olabilir. Buna saygı duymasak bile inancını yaşama hakkından dolayı hoş görüyoruz ve fakat aynı hoşgörüyü maalesef ki biz göremiyoruz.
Şu an dünyayı iki cihan savaşı çıkartıp ve bu savaşlarda yüz milyonları öldürerek kurulmuş bir sistem ile gücü elinde toplamış azgın bir düzenbazlar topluluğu yönetiyor.
Siyonist azgınlara göre zaten dünya nüfusu fazla. Onlara göre “Nimetler sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız dolayısıyla nimetleri bizim kontrol etmemiz gerekiyor.” Diyorlar ve yine onlara göre bir üstün ırk var bir de o üstün ırka hizmet için yaratılmış alt ırklar ya da ara formlar var.
Onlar için milyonlarca insanın ölmesi bile önemli değil çünkü onlar için kendilerinin dışındaki insan canının kıymeti yok. Onlar için varsa yoksa çıkarları ve mevcut düzenlerinin yürümesi...
Bizim anlayışımıza göreyse nimetler sınırsız ihtiyaçlar sınırlıdır ve her insan yaratılırken rızkı ile yaratılır. Yeter ki adil bir paylaşım düzeni kurulabilsin. İşte tam burada Müslümanlara görev düşüyor. O da adil bir yönetim düzeni oluşturmak. Böyle bir düzen kuramıyorsa bile en azından bu uğurda mücadele etmesi gerekiyor…
Bu anlayışla her şeyden imtihana çekileceğimizi düşündüğümüz için her konunun üzerimize vebal olduğunu biliyoruz ve bu yolda uğraşıyoruz. Başarıp başarmamak tabii ki elimizde değil ve fakat hiç olmazsa tarafımız belli olsun istiyoruz.
Dolayısıyla bütün İslam coğrafyasında dökülen kanlar içimizi acıtıyor. Yapabileceklerimiz sınırlı biliyoruz ama duamız bu işlerin düzelmesine katkımızın olmasıdır. Allah CC yardımcımız olsun İnşallah.
Facebook Yorum
Yorum Yazın