Kazakistan’ın üçüncü büyük şehri, İslam medeniyetinin en önemli şahsiyetlerinden Hoca Ahmet Yesevi’nin yurdu Şimkent’e gazeteci olarak valiliğin davetleri ile gazeteci dostum Güngör Yavuzarslan ile birlikte Şimkent’te yaşayan kazak kardeşlerimizle tanışma, konuşma imkanımız oldu. Birlikte geçirdiğimiz zaman içinde çok değerli anılar biriktirdik.
İstanbul’dan Kazakistan havayollarından FlyArystan hava yolları ile gayet rahat yolculuğumuz başladı. Gece geç saatlerde Hoca Ahmet Yesevi’nin kabrinin bulunduğu Türkistan’a, oradan iki saatlik bir yolculukla Şimkent’e ulaştık. Kazakistan’ın farklı şehirlerinden ve bazı komşu ülkelerden gelen davetli gazeteci ve turizm sektör temsilcilerine sabahın erken saatlerinde şehir turu yaptırıldı, şehir tanıtıldı.
Kazakistan’ın diğer şehirleri gibi Şimkent’te çok güzel bir şehir. Özgün yemekleri ile ün salmış Şimkent’in insanları oldukça cana yakınlar.
Tur görevliler davete icabet eden gazeteci ve katılımcılara tabiat parkını gezdirdiler. Koruma altına alınmış bölge içinde dinazor iskeletleri bulunduğunu ve 53 yırtıcı hayvanın halen bölgede yaşadığını görevliler anlattılar. Bölgeye giriş sınırlı. Çok ciddi tedbirler almışlar.
Şimkent’e yakın bir yerde halı fabrikasını gezdirdiler, fabrikada altı yüz işçi üç vardiya halinde çalışmaktaymış. Fabrikanın önünde Antep plakalı iki tır gördük, Türkiye’den halı üretimi için ham madde getirdiklerini söylediler. Fabrikanın pek çok makinası Türkiye’de üretilmiş çalışan usta başları da Antepli vatandaşlarımızdı. Göğsümüz kabardı mutlu olduk. Antep’den on yıl önce Şimkent’e giden bir iş adamımız bir fabrika yapmış zaman içinde fabrika sayısını 4’e çıkarmış.
Ziyaret ettiğimiz vali yardımcısı Türkiye’den gelen yatırımcılara yer ve alt yapı hizmetlerini kendilerinin bila bedel yaptıklarını ve yapacaklarını anlattı.
Kazakistan petrol zengini bir ülke. Petrol ve türevleri ile ilgili de iş adamlarımız ve devletimiz öncülük edebilir. Üzülerek ifade ediyorum Türkiye’nin boşluğunu Çin doldurmuş ve bazı petrol rafinerilerini Çin almış! Kazakistan açısından çok tehlikeler barındırmakta olan ticari ilişki olduğunu düşünüyorum.
Şimkent’e çok yakın bir mesafede Hoca Ahmet Yesevi’nin babası İbrahim Ata ve annesinin kabirlerini ziyaret ettik.
Türkistan şehrine Türkiye tarafından inşa edilen Kazak Türk Uluslarası Üniversitesi ile Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Üniversitesi göğsümüzü kabarttı. Türkiye’den giden çok sayıda öğrenci eğitim görmekte. Cumhurbaşkanımız tarafın açılışı yapılan camiyi de görmek kısmet oldu.
Bu vesile ile şunu ifade etmek isterim, Türkiye TİKA vasıtası ve sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın önderliği ile Asya Afrika ve daha ismini duymadığımız ülkelerde adeta Türkiyenin dostluk ve kardeşlik mührü vurulmuş olduğunu memnuniyetle ve iftiharla görmekteyiz. Bu gayretler ve hizmetler sayesinde dost ve kardeş ülke halkları Türkiye’yi tanımakta ve Türkiye’ye büyük sempati beslemektedirler.
Atayurdumuz ve Müslüman Türk kazaklar ve diğer Türk beldelerinin insanları uzun yıllar Komünist Rusya’nın esaretinde yaşamışlar Bunun tabi sonuçları olmuştur.
Kazakistan ve diğer Türk kardeşlerimizle çok yakın kültürel ekonomik kalkınma ve savunma sanayii alanlarında işbirliğini artırmalıyız.
İşbirliğini her alana yaymalı ve artırmalıyız.
Kazakistan ve diğer Türk devlet ve yurtlarını bizler Türkistan olarak anar ve biliriz.
Türkistan’da bulunan devletler uzun yıllar SSCB’nin boyunduruğu altında kalmış, hali hazırda ise birkaç Türk yurdu hariç Türk yurtları Başkurdistan, Yakutistan gibi devletler halen Rusya’ya bağlı yarı özerk olarak hayatlarını sürdürmekteler.
1944’de Toplanan Yalta Konferansında alınan karar
1944 yılında Rusya’nın Karadeniz kıyısında küçük bir kasabada yer alan Yalta kasabasında, ABD başkanı Ruzvelt’in İngiltere başbakanı Churchill’in Rusya başkanı Stalin’in müşterek düzenledikleri ve adeta dünyayı pay ettikleri meşhur Yalta konferansında Türkistan topraklarının bir bölümünü Rusya’ya diğer bölümü olan Doğu Türkistan’ı ise Çin’e vermişlerdir.
Birlikten kuvvet doğar!
Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan ve Türkiye’nin aktif gayretleri ile kurulan Türk Devletleri Teşkilatına çok büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir.
Oyalanmaya vakit kaybetmeye ve ilgisiz durmaya asla hakkımız yok! Türkiye her alanda olduğu gibi birlikte yapılabilecekler konusunda da öncülük ve lokomotiflik yapmalıdır.
Türk Devletler Teşkilatı, D8 devletler teşkilatının akıbetini yaşamamalıdır.
Üzülerek ifade ediyorum. Şimkent’te görüştüğümüz Türk ve Kazak Türklerinin ortak kanaati Türk Devleri Teşkilatının çok yavaş çalıştığı yönündedir. Ortak arzuları ise Türk Devletler Teşkilatında başta rol oynayan Türkiye’nin çok aktif olması zaman kaybedilmeden elini çok çabuk tutmasıdır. Maalesef Afrika ülkelerinde olduğu gibi pek çok sektörde özellikle maden ve petrol alanında Çin çok yol almıştır. Kısaca ifade etmek gerekirse Türkiyenin boşluğunu Çin doldurmaktadır.
Türkiye Fahri konsolosumuz Latifşah Asanof da Kazakistan’ın pek çok yerinde iş imkanı olduğu gibi Şimkentte de Türkiye’den gelecek iş adamları için çok büyük potansiyeli barındırmakta olduğunu ifade ederek Türkiye’den her ne sebeple Şimkente gelinirse gelinsin gerekli destek ve yardımı yaptıklarını iş adamlarının önünü açtıklarını ifade etmiştir.
Kazakistan ve diğer kardeş ülkeler Türkiye’den yatırım için hem iş adamları hem de ülkelerine Türk vatandaşlarını beklemekteler.
Şimkent yöneticileri ile yaptığımız görüşmelerde de bu ihtiyaç kendini ortaya koymaktadır.
Kazakistan bölgesinin en güçlü devletidir. Güç birliği yapmalıyız.
Şimkent’e dönüşü Türkistan’a Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin kabrini ziyaretimiz sırasında aklımızdan neler geçti neler! Nereden nereye!
Türkistan bölgesi İslam medeniyetinin merkezidir. Dünyaya yön veren bilim insanları ve din alimlerinin pek çoğu bu bölgeden yetişmiştir.
Unutmamak gerekir ki enerjinin merkezi Türk İslam yurtlarıdır.
Önümüzdeki süreçte tahılın, gıdanın merkezi de gene bakir ve büyük tarım arazileri ile başta Kazakistan ve diğer islam ve Türk yurtlarıdır.
Türkiye vakit kaybetmeden rehberlik ve önderlik görevini yerine getirmelidir.
Şimkent’e,Türkistan’a, Almaata’ya gitmediyseniz gitmelisiniz.
Türkiye dışında seyahat imkanı olan ve iş gezileri düşünen vatandaşlarımız başta Kazakistan ve Türk devletlerini de nazarı dikkate almaları hem kendileri açısından hem de kardeş ülkeler açısından ekonomik olarak da faydalı olduğu gibi kültürel anlamda da faydalı olmak için ülkeler ve ülkelerde yaşayan insanlarla daha yakın ilişki tesis etmiş olacaklardır.
Hoca Ahmet Yesevi’nin huzurundan ayrılıp ülkemize dönüş yoluna çıktığımızda üzerimizde çok büyük yük ve sorumluluk hissi ile ata yurdumuza veda ettik.
Şimkent’e davet edilmemizi ve organizeyi sağlayan Kazak Türkleri Eğitim ve Araştırma Derneğinin değerli yöneticisi Erol Yolcu Beye bilere rehberlik yapan aynı dernekte görevli Orhun kardeşimiz ve bizleri davet eden Şimkent valiliğine, tur seyahati sırasında görev yapan tüm görevlilere teşekkür ederiz. Ayrıca gerek Kazakistan’ın şehirlerinden gerek Kazakistan’a komşu ülkelerden gelen çok değerli basın mensupları ve turizm temsilciliği yapan davetlilerle çok özel samimi sohbet etme ülkemizi tanıtma ve birlik beraberliğin önemini anlatma fırsatı bulduk. Konukların anlatımları bizim için çok faydalı oldu kendilerine de ayrıca muhabbetlerimizi ifade eder selamlarımızı göndeririz.
Yeni Dünya Kurulurken, Türk Devletleri Teşkilatı varlık göstermeli kurda kuşa yem olmamalıyız!
Gelecek Müslüman Türk milletlerinin olacaktır!
Vesselam
Facebook Yorum
Yorum Yazın