Cumartesi günü Çin ile İran arasında Türkiye'yi ve bölgeyi ilgilendiren çok önemli bir anlaşma imzalandı. Çin ve İran dışişleri bakanları Vang Yi ve Muhammed Cevad Zarif'e göre anlaşma ile "25 yıl sürecek bir stratejik ortaklık" kuruldu.
ABD'nin önce Pakistanı sıkıştırması Pakistan'ın Çin ile yakınlaşması ve Gvadar Limanının işletmesini yarım asır Çin'in kullanımına açması ile Çin'in Okyanuslara çıkış kapısı açması ile sonuçlandı. İran'a uyguladığı yarım asırlık ambargo ve şımarttıkları İsrail'in sürekli İran'ı vurmakla tehdidi ise İran'ın Çin ile stratejik ortaklık ve Şangay örgütüne katılması ile sonuçlandı. ABD ve müttefik ülkeleri adeta Çin'in kucağına itti.
Kapitalist emperyalist ABD ve müttefikleri Komünist Çin'in ekmeğine yağ sürmekte.
Şanghay örgütüne katılan İran, Çin ile stratejik ortaklık kurdu, askeri ve savunma anlaşmaları yaptı.
Limanları adeta Çini'n emrine verdi. İran askerlerini çin askerlerinin eğitmesi için anlaşma yaptı. Hasılı İran hangi akla hizmetle Çin'in "sömürgesi ve ileri karakolu" olmayı kabul etti? Çin İran'la yaptığı anlaşmalarla
"Petrol YOLLARINI ELE GEÇİRDİ!
Çin Hürmüz boğazına ulaştı.
Süreç içerisinde Suudi Arabistan, Sudan, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar, Kuveyt, Mısır ve Fas gibi ülkelerle çeşitli Kuşak ve Yol Projesi anlaşmaları imzalandı.
Çin sınırımıza dayandı.
İran Çin'in Afrika Asya ve diğer ülkelerle yaptığı anlaşmalar ve ekonomik ilişkilerin ülkelerin bağımsızlığını ve milli güvenliklerini tehlikeye attıklarından hiç ders almamış görünüyor.
Çin Kuşak Yol Projesi çerçevesinde "dünyayı ekonomik ve sosyal işgal" projesi hız kesmeden devam ediyor. Bu arada üzülerek ifade etmeliyiz ki ülkemizde Çin ile yaptığı birtakım anlaşmaların sonucunda hiç de olumlu sonuçlar doğuracağa benzemiyor. Bu konuda birkaç defa teferruatlı makaleler yazdım. Makalelerimde "Ambarlı limanını kim işletiyor!? Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü kim işletiyor? Çin çoğunluk hisselerini nasıl ele geçirdi!?" diye sormuştum. Çin ile ticari ilişki kuranlar arasında fabrikalarını Çin'e satan özel sektör patron ve yöneticilerini ve devlet yetkililerini uyardım ve Çin'in dünyada gözettiği hedefleri usulleri ve hileleri asla gözardı edilmemeli diye yazdım. Kaldı ki Çin'in işgalci politika ve stratejileri konusunda en tecrübeli olması gereken Türklerdir. Tarihi tecrübeye sahibiz.
Ayrıca Çin'in Doğu Türkistan'daki kardeşlerimize uyguladığı insanlık dışı soykırım ve zulümleri Türkiye'nin Çin ile ilişkilerinde asla göz ardı edemeyeceği bir gerçektir.
Türkiye Kanal İstanbul projesini asla Çin'e yaptırmamalıdır. Çin bu nevi projelerle küresel yayılma ve işgal hedefini gerçekleştirmektedir.
Afrika ve diğer ülkelerde üstlendiği taahhüt işlerini yaparken Çin vatandaşlarını taşımakta ve o ülkelere yerleştirmektedir.
Devlet yetkililerine vatandaş olarak soruyorum;
Ülkemizde kaç Çinliye vatandaşlık verildi?
Burası Afrika ya da Asya ülkelerinden birisi değil burası Türkiye diyebilirsiniz. Ancak Çin'in tarih boyunca yaptığı hile ve desiseleri ustalıkla kullandığını hatırlatmak isterim. İnsanları parayla kadınla ya da tuzağına düşürerek teslim aldığı bilinen tarihi bir gerçektir.
Ben şahsen Çinlilerle Liman işletmesi de dahil anlaşmalar yapılmasına karşıyım. Kanal İstanbul projesinde de asla işin içine Çin girdirilmemelidir. Çin'e yaptırma zorunlu ise; Asla kanal işletmesinin yüzde ellinin üzerinde hak verilmemeli, kanal istanbul çevresinde özellikle Çinliler başta olmak üzere yabancılara toprak satışı stratejik gerekçelerle önlenmelidir.
Çin ile Rusya ortaklığı derinleştirmişlerdir. Dünyanın geleceği açısından çok önemli bir gelişmedir. Ancak gerek Rusya içinde özerk Müslüman Türk Devletlerinin gerekse Asya Müslüman devletlerinin eli kolu bağlanmıştır.
İran Çin ile yaptığı ortaklığı tekrar gözden geçirmelidir. ABD ve müttefiklerine karşı zafer kazandıklarını düşündüklerini biliyoruz. Ancak durum denize düşenin yılana sarılmasından başka bir şey değildir.
İran ve Türkiye için çözüm vardır.
D8 ülkeleri anlaşmalarını hayata geçirmektir. Hem de D8 sayısını artırarak güç birliği yapmalıyız.
Başta İran ve komşumuz halkı Müslüman ülkeler şunu kesin olarak bilmeli ve idrak etmelidir. Kapitalist emperyalist Batı'nın ve Komünist dinsiz Çin'in emperyal yayılmacı işgalci hedeflerinin önüne ancak böyle geçebilirler.
Bize bizden hayır vardır! Kendimize gelmeliyiz!
Çin teknolojisi Rusya'nın silah gücü dünyaya damgasını vuracaktır.
Bu arada Türkiye- ABD ve batılı müttefikleri ile ilişkileri ise aynen ABD ve müttefiklerinin İran'ı sıkıştırması gibidir. Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, Türkiye'nin yönetimini teslim almak... Bunu yapamıyorlarsa değiştirmek için her yolu deniyorlar. Onlar deniyor yerli işbirlikçileri ise heyecanla beklemektedir. Ancak unuttukları bir şey var milletin feraseti. Millet oynanan oyunları bozacaktır. Milletle el ele olan omuz omuza olan kazanacaktır.
Vesselam
Facebook Yorum
Yorum Yazın