Özal’ın anlatımına göre siyasete dış etkiler!
Siyasetçilerin seçim öncesi ABD ziyaretleri nasıl anlaşılmaktadır?
Gözden Kaçanlar Ya da Unutulanlar!
Özal kardeşler nerede, nasıl görüşüyorlardı?
Hatıraların siyaset tarihine katkısı nasıl olur?
Merhum Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı olduğu, Mesut Yılmaz'ın ANAP'ın Genel Başkanı ve Başbakan olduğu dönemde Korkut Özal’ı ziyarete gitmiştim. Cuma namazı sonrası Özal’ın Erzurumlular sitesinde bulunan bürosunda görüştüğümüz sırada dönemin ANAP milletvekillerinden şair ve fikir adamı merhum Erdem Beyazıt ve Mesut Yılmaz muhalifi bazı milletvekilleri de gelmişler Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın tutumundan rahatsızlıklarını Özal’ın kendilerini kale almadığı için bu gün başına gelenleri yaşadığı gibi şikayetlerde bulundular. O dönem Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı olması ve Semra Özal’ın ANAP İstanbul İl Başkanı olması ile Mesut Yılmaz'ın yanında yer aldığı şeklinde yorumlar yapılmakta ve Merhum Özal’ın partisi üzerinde hakimiyetini sona erdirecek gelişmeler yaşanmaktaydı.
Korkut Özal şikayetleri sabırla dinledi ve başladı başından geçenleri anlatmaya, “Ben Turgut abimi ziyarete gittiğimde kendisi ile baş başa görüşemiyordum. Bir defasında abdest almak için lavaboya gittik tam konuşacağız Semra hanım yanımızda bitti oraya da geldi. Abim Turgut Bey Çankaya köşkünde duvar kenarlarındaki saksıların içine dinleme cihazı koyulmasının önüne geçmek için saksıları da kaldırttığı için kendisi ile bir defasında merdiven altında konuştuk…” falan diye uzun uzun anlattı. Korkut Özal’ın anlattıkları içinde çok önemli bulduğum tahlilini sizlerle paylaşmak isterim. Korkut Özal, ben içişleri bakanlığı ve tarım bakanlığı yaptım, milli güvenlik kurullarına katıldım, abim Turgut bey Cumhurbaşkanı olana kadar şöyle düşünürdüm, “Türkiye’de siyaseti yüzde yetmiş iç dinamikler yani seçmen, asker, basın, iş dünyası vs belirler, yüzde otuz oranında da dış unsurlar etkindirler diye düşünüyordum. Abim Cumhurbaşkanlığı makamına geldikten sonra bu kanaatim değişti ve yüzde yetmiş dış unsurlar, yüzde otuz iç unsurların etkin olduğu kanaatine vardım.” Özal’ın izhar ettiği kanaati böyleydi. Bu sözleri abisinden şikayet edenleri ikna etmek için söylemiş, yani abisinin de etkisini buna göre düşünün demeye getirmişti. Durum merhum Korkut Özal'ın dediği gibi miydi onu bilmiyoruz. Ya da bugün siyasete etki eden dış unsurlar ve iç unsurlar nelerdir ve etkileri ne kadardır! Bunu uzmanları ya da siyaset içinde yaşayanlar biliyor olmalılar.
ABD'de tingteng kuruluşları son derece dünya siyaseti üzerinde etkin oldukları ve tahliller yaptıkları ve strateji geliştirdikleri bilinen bir durumdur. ABD'de Strateji kuruluşları genellikle de yahudi kökenlilerin kontrolünde olduğu siyonizme hizmet eden kuruluşlar olduğu ifade edilmektedir.
Durum böyle ise o halde Türkiye üzerine nasıl bir strateji geliştirilmektedirler?
Siyasetçilerin seçim öncesi ABD ziyaretleri!
Kamuoyunda son dönemlerde, “ABD desteği olmadan iktidara gelinmez” gibi kanaatler ifade edilmese de geçmişte kamuoyunda yaygın kanaati böyleydi.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyaretinde kimler ne konuşacak onu bilemeyiz ancak bu ziyareti nasıl okumalıyız?
Siyasetçilerin çeşitli ülkeleri ziyaretleri seçim desteği olmadığı ülke yönetimine müdahale ve “icazet” arama şeklinde olmadığı sürece yadırganacak durum olmamalıdır. Kılıçdaroğlu'nun ziyareti de böyle değerlendirilmeli diye düşünürken o da ne Kılıçdaroğlu seyahatinin sekiz saatlik bölümünü kara yolu İle yapmış ve yanında götürdüğü gazeteciler de bu duruma anlan verememişler şaşkınlıklarını gizlemiyorlar!
CHP’li bir yetkili Kılıçdaroğlunun seyahatini ve görüşmelerinin çok şeffaf geçeceğini ifade etti!
Umarız dedikleri gibi olur da kimlerle görüştü ne görüştü en ezından bir bölümünden halk haberdar olur. Olmalıdır.
Kılıçdaroğlu sekiz saat neredeydi!?
Ancak görünen o ki bu seyahat bilinmeyenleri ile çok konuşulacak!
Durduk yerde sekiz saat kara yolu İle seyahat siz bu konuda ne düşünürsünüz!
Güzergahta Pelsilvanya olması çok ilginç değil mi!?
Üstelik Kemal Kılıçdaroğlunun gazeteci olarak yanında götürdüğü gazetecilerinde bilgisi olmadığı ifade ediliyor!
Kılıçdaroğlunun ABD gezisi muamma olma yolunda!
Umarım ittifak ortakları bu durumu içlerine sindirmezler!
Dünyada hiçbir şey ilelebet gizli kalmamaktadır! Kimlerle ne konuştu nerelere gitti elbette gün yüzüne çıkacak!
Ama bu seyahat çok konuşulacak!
Kılıçdaroğlunun ABD ziyareti sonuçları bakımından çok önemlidir!
Kılıçdaroğlundan Türkiye’ye döndükten sonra Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda tavır değişikli görecekmiyiz! Adaylık konusunda ısrarını sürdürecek mi?
Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye gidişinin içerde yansıması, ABD Başkanı Biden'in seçim kampanyası sırasında sarfettiği “Erdoğan’ı Türkiye’deki dostlarımızla indireceğiz” sözleri gölgesinde kalacak ve Biden'in sözlerinin CHP cenahından da “ABD ve Avrupalı dostlarımızın desteği ile Türkiye’ye demokrasi getireceğiz” mealinde sözler sarf etmesi Kılıçdaroğlu'nun seçim öncesi seyahatinin kamuoyu nezdinde bırakacağı algıyı şekillendireceği bir gerçektir.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun ABD seyahatinin kamu oyunda bırakacağı kanaati yaşayıp göreceğiz.
Ülkeyi yönetmeye talip olanlar milletten icazet dışında her nereden olursa olsun başka mecralardan “icazet almak” şeklinde bir algı oluşturmadan dostane ilişkiler geliştirmek ve fikir alışverişinde bulunmanın dışında anlaşılacak davranışta bulunmamalılar.
Gönül ister ki siyasetçilerimiz ilk ziyaretlerini dostluğu pekiştirme ve ülkeler arası ilişkileri geliştirme adına Türk devletleri ve İslam ülkelerine olsun. Ama maalesef siyasette gözünü açan ne hikmetse öncelikle soluğu ABD ve Avrupa ülkelerinde almaktalar.
Türkiye lider ülkedir.
Ezilen sömürülen milletlerin umududur.
Yeni dünya kurulurken Türkiye'yi yönetmeye talip olanlar Türkiye'nin edilgen değil şekil veren sözü olan ve kale alınan büyük devlet ve büyük millet olduğunu göstermeli buna göre davranmalıdır.
Türk siyasetçisine yakışan ve onlardan beklenen budur!
Türkiye'nin önü açıktır!
Yeni Dünya kurulurken Türkiye baş rollerde olacaktır.
Vesselam
Facebook Yorum
Yorum Yazın