İngiltere merkezli Ekonomist dergisi, Ağustos ayında Türkiye ile ilgili yayımladığı bir analiz haberinde, koronavirüs salgını ve sonrasında Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın, küresel tedarik zincirlerinin bozulmasına ve enerji kesintileri nedeniyle hayat pahalılığının yaşandığına dikkat çekerek, “Türkiye’de ise enflasyona rağmen ekonomik büyüme devam ediyor. Türkiye ekonomisinde ters giden bir şeyler var: Yükselen enflasyonun ortasında bile ekonomi büyüyor” tespitlerine yer verdi.
Yine uluslararası İngiliz iş gazetesi Financial Times, Eylül ayında yayımladığı bir makalede Türkiye’ye sermeye akışına dikkat çekerek, “Gerçek şu ki, ‘net hata noksan’ kalemini neyin harekete geçirdiğini bilmiyoruz. Bu kalem gerçekte altın satışları, döviz ve hizmet ticaretinin yanlış kaydedilmesi veya kaçakçılık gibi pek çok şeyi yansıtıyor olabilir. Ancak büyük bir sermaye akışı olduğunu tahmin ediyoruz. Neler olup bittiğini tam olarak bilmek zor ama bu kalemin bu yıl cari işlemler açığına önemli bir destek sağladığı açık” şeklinde değerlendirmelere yer verdi.
CIA AJANLARI TÜRKİYE EKONOMİSİNİ ARAŞTIRIYOR!
İngiliz yayın kuruluşlarında böyle şeyler yer alırken, ABD daha farklı çalışıyordu. ABD’nin elçilik ve konsolosluklarında diplomat kimliği ile görev yapan CIA elemanları, Türkiye’deki para trafiğinin peşine düştüler. Özellikle Kapalıçarşı’daki döviz-altın hareketliliğini merak eden ABD’li istihbarat elemanları, müşteri kılığına girip, Kapalıçarşı’da kimin ne alıp sattığının takibini yapıyordu.
Hızını alamayan CIA elemanları, yabancılara konut satan şirketlerin de peşine düştü. ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli üst düzey CIA elemanı, görüştüğü kişilere özellikle Rusların ve İranlıların Türkiye’den ne kadar konut aldığını soruyor. Ve tabii Rusların ve İranlıların aldıkları konutların parasını nasıl ödediklerini merak ediyor.
Amerika’nın istihbarat elemanları sahada bu faaliyetleri yürütürken, pat diye ABD Hazine Bakan Yardımcısı Wally Adeyemo Türkiye’de buluyor kendini. Çeşitli temas ve görüşmelerde bulunan Adeyemo, ülkesine döndükten sonra başta TÜSİAD, MÜSİAD ve TOBB olmak üzere iş dünyasının temsil edildiği kurumlara mektup göndererek, Ruslarla iş yapmamaları için tehdit ediyor.
Bu arada Türkiye’de yasa dışı bahis konusunda büyük bir operasyon yürütülüyor. Emniyet Genel Müdürlüğü ve MASAK’ın koordinesinde yürütülen operasyonda Türkiye’de yasa dışı bahisle elde edilen 5 milyar liraya yakın paranın yurtdışına çıkarıldığı tespit edilmiş.
TEMİZ PARAYI ‘TEMİZLENMİŞ PARA’ İLE KARIŞTIRMAK
Para nereye gitmiş? Malta’ya. Malta kimin uydu devleti? İngilizlerin. Para kimin hesabına gitmiş? Halil Falyalı’nın. Hani KKTC’de suikast sonucu öldürülen kumarhaneler kralı…
İşte bu ahval ve şerait içinde ABD’de hamburger yedikten sonra Türkiye’ye dönen ve İngiltere seyahatine hazırlanan Kemal Kılıçdaroğlu, kameralar karşısına geçerek sosyal medya hesabından yaptığı yayında Emniyet ve Jandarma’yı uyuşturucu ticareti yapmakla suçladı. Bu yolla elde edilen paralarla cari açığın kapatıldığını iddia etti.
Kemal Bey, bu kadarıyla yetinmedi; ‘temiz paranın’ kaynağını da işaret etti! Hatta ‘temiz parayı getirme’ vaadinde bulundu. Nereden mi? Tabii ki en… en… en temiz paranın bulunduğu İngiltere’den! İngiltere yolculuğuna çıkarken, “Temiz para bulmaya gidiyorum” diyen Kılıçdaroğlu, Londra’da daha önce ‘tefeci’ dediği fon yöneticileriyle görüştükten sonra yine kameraların karşısına geçerek sosyal medya hesabından, “Gençler temiz parayı buldum; getireceğim, söz” diye seslendi.
Kemal Bey temiz para konusunda haklı. Zira uyuşturucu, yasa dışı bahis, insan kaçakçılığı ve fuhuş gibi yollarla elde edilen kirli paralar, İngiliz Virgin Adaları, Bermuda, Jersey, Cayman adaları gibi devletçiklerde offshore hesaplara aktırılarak, burada gerekli hijyenden-temizlikten geçirildikten sonra tertemiz bir şekilde Londra’ya aktarılıyor.
ALMANYA YOLCUSU KEMAL BEY
Bütün bunları Kemal Bey’i eleştirmek için yazmıyorum. Sayın Kılıçdaroğlu görevini yapıyor. Kemal Bey’in ABD gezisini “Hamburger yemeye gitti”, İngiltere gezini de “İstediğini elde edemedi” diyerek hafife almanın yanlışlığını hatırlatmak için söylüyorum. Kılıçdaroğlu neyi, niçin yaptığını çok iyi biliyor. Asıl Kemal Bey’in Almanya ziyaretine odaklanılmalı. Çünkü Almanlar Kemal Bey’i, Kemal Bey de Almanları çok sever…
Facebook Yorum
Yorum Yazın