Geçen gün eski toprak, sıkı Demokrat Partili, eski komşumla biraz hasbihal ettik. Epeydir görüşemiyorduk, aramıza Korona engeli girmişti. O, Demokrat Partili olduğu için genelde birbirimizi kızdırırdık. Hacı abi yine imalı bir şekilde sordu; “Nereye gidiyoruz?” diye.
Ben de “Nereye gideceğiz? Gayet iyiyiz hacı abi.” dedim başladım anlatmaya “Devlet, memur maaşlarını ödeyemez durumdan emekliye bayram ikramiyesi verir duruma gelindi. 80 yılda yapılan havaalanından fazla havaalanı yapıldı. Türkiye’nin her yerine yollar yapıldı, devasa tüneller açıldı, dünyanın en büyük barajları yapılıyor. Köprüler yapılıyor, her ile üniversite kuruldu. Her ile hastaneler ve onlarca kamu binası yapıldı. Nükleer santraller yapılıyor. Eskiden gurbetçilerden duyar imrenirdik ‘Bir hasta için helikopter gelir, bir hasta için uçak kalkar, gavurun hastası bile kıymetli.’ diye. Bugün bizde de bunlar yok mu? Hastalarımızı almaya helikopter, uçak gitmiyor mu? Savunma sanayinde dünya markası olduk. Petrol arayan gemiler yaptık. Eskiden millet kırık pirinç, kırık yumurta alırdı şimdi herkesin evi oldu, arabası oldu. Hatta Kıbrıs’ta Maraş bile açıldı. Ak Parti döneminde yapılan hizmetleri çıkarsak Türkiye koskoca bir köye döner. Hacı abi daha ne olsun?” dedim.
Hacı abi yüzüme bakarak, hiç acımadan, kırılır diye düşünmeden “Yazıklar olsun maddeyle övünüyorsun öyle mi? Sana ne oldu böyle? Sen eskiden maneviyatçıydın, şimdi maddeyle övünüyorsun. Ahlak gitti, maneviyat gitti, evlat anneyi, babayı ve büyüğünü saymaz oldu. Eskiden aile kutsaldı şimdi aile diye bir şey kalmadı. Bu gidişin sonu iyi değil. Madde dediğin nedir? Bugün olmaz yarın olur ama mana kayboldu mu sonumuz ne olur? Kurtuluş Savaşından sonra hiçbir şeyimiz yoktu, millet açtı, yoksuldu ama maneviyat vardı. Çalıştık çabaladık her şeyimiz oldu. Evet şimdi her şeyimiz var, her şey bol ama maneviyat kayboldu. Maneviyat kayboldu mu her şey kaybolmuş demektir. Sen gelmiş şunu yaptılar bunu yaptılar diye övünüyorsun.” dedi ikram ettiği çayı boğazımda koydu.
Hacı abimin yüzüne baktım 80 Yaşında adama ne desem diye düşündüm sonra “Adamın haklı olduğu yerler var.” dedim içimden. Evet gerçekten de maddi olarak çok şey yapılmıştı ama ya maneviyata ne alemdeydi? Rahmetli Erbakan Hocam boşuna ‘Önce ahlak ve maneviyat’ dememişti.
“Hacı abi Ayasofya açıldı, Taksime cami yapıldı, yıllarca kangren gibi içimizi acıtan başörtüsü sorunu çözüldü, imam hatip lisesi sayısı üçe katlandı. Hatta Birleşmiş Milletler toplantısında dünya beşten büyüktür bile dendi.” dedim. “Cami yaptılar da ne oldu? Camiye gidecek cemaat mi kaldı? Millette maneviyat kayboldu.” diye tekrarladı.
Konuyu değiştirmek için işlerini sordum. O yine “Boş ver işleri, iş bugün olmaz yarın olur. Biz geldik 80 yaşına, ben gençlerimizi düşünüyorum. Allah gençlerimizin sonunu hayırlı etsin.” dedi. Bize de amin deyip oradan ayrılmak düştü.
Facebook Yorum
Yorum Yazın