Siyasette muhatap almama anlaşılabilir bir tercihtir. Siyasi partiler taktiksel olarak bunu zaman zaman yaparlar. Bir siyasi, muhatap alarak veya almayarak, cevap vererek veya vermeyerek bir anlamda siyasi rakibini belirler.
Günümüz siyasetinde muhataplık konusunu belirleyen bir unsur da inorganik siyasal hareketlerde yaşanan artıştır. Yapay, toplumda karşılığı olmayan, ilkesiz, çizgisiz, ona küsen, buna darılanlar parti kurdu. Böyle bir siyasal atmosfer de muhataplık konusunu etkiliyor.
Bütün bunlar siyasetin doğal akışında normal karşılanabilir. Ancak İYİ Parti ve Meral Akşener bütün bunların dışında değerlendirilmelidir. İYİ Parti kadroları, 15 Temmuz’dan önce MHP’yi ele geçirmeye çalışmış, Devlet Bahçeli’nin dirayetli ve ferasetli duruşu neticesinde başarısız olmuş.
İYİ Parti’nin üç ana kurucusundan birisi olan Ümit Özdağ’ın ifşalarından öğreniyoruz ki, parti 15 Temmuz’dan sonra Fetullahçı Terör Örgütü’nün üst aklına danışılarak kurulmuş. 1960’ların sonundan hapse girdiği güne kadar ABD’nin istihbarat aparatı olan ve FETÖ üstü bir şekilde FETÖ’yü yöneten Enver Altaylı’ya danışılmış parti kurulmadan.
AKŞENER’İN KAŞIDIĞI YARALAR ÇOK DERİNDİR!
İYİ Parti ve Akşener, klasik siyaset kuramlarının dışında bir mühendislik neticesinin eseridir. “Biz siyaseten bu partiyi muhatap almıyoruz.” Ya da “Yapay, ilkesiz, çizgisiz MHP’yi ele geçiremediği için gidip parti kurdular” diyemezsiniz İYİ Parti için.
Siyaseten muhatap alıp almamak başka bir şeydir. Ama Akşener’in başlattığı tartışmalar, kaşıdığı yaralar çok derindir. Bu topraklarda 200 yıl önce yaşanan ihanetlerin neticesinde oluşan yaraları kaşıyor Akşener.
Görünürde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşıtlığı dile getirirken, Sultan Abdülhamid’e saldırıyor. Sultan Abdülhamid’e karşı İttihatçıların, masonların, Ermeni terör örgütleri Taşnak ve Hınçakların kullandığı “Hürriyet, Adalet, Müsavat” sloganını kullanıyor.
Akşener, partisinin grup toplantısında Afet İnan’ın Medeni Bilgiler adlı kitabını sallıyor. Teşkilat başkanlarına talimat veriyor. “Bu kitabı bütün teşkilatlara dağıtın” diyor. İktidara geldiklerinde ilkokuldan itibaren söz konusu kitabı zorunlu ders kitabı olarak okutacaklarını söylüyor.
Ne var kitapta: İslâm’a hakaret, Peygamber Efendimiz’e (sav) iftira, tarihimize saygısızlık… İYİ Partili yöneticiler bile kitabın içeriğini öğrenince itiraz ediyor. Akşener’in talimatına rağmen, hiçbir teşkilat, kitabı alıp dağıtmadı.
SİYASET ÖTESİ BİR KİŞİLİK!
28 Şubat sürecinde hükümetin darbecilere yönelik faaliyetlerini içeren belgeleri bilerek MGK salonunda bırakan ve askerlere bu sayede bilgi ulaştıran Akşener’in geçtiğimiz günlerde ilginç bir görüntüsü yayınlandı. Susurluk kazasından sonra Kanal D’de Mehmet Ali Birand’ın konuğu olan Akşener, reklam arasında önemli ifşalarda bulunuyor.
Meral Hanım İçişleri Bakanı iken, Doğan Grubu’nu dinlemişti, Doğan Grubu da meğer Akşener’i reklam arası kayda almış. Akşener’in reklam arasında söyledikleri üzerinde şimdilik durmayacağım, o ayrı bir konu. Meral Hanım’ın o görüntüye verdiği tepkiye dikkat çekmek istiyorum.
Akşener, görüntünün yayılmasından öyle paniklemiş ki, hemen Erdoğan’a saldırdı. “Ben gerçekten Sayın Erdoğan adına üzüldüm, ona da çok acıdım. Bu, bir tam zekasızlık örneği” ifadelerini kullanarak, görüntünün Erdoğan tarafından servis edildiğini ima etmeye çalıştı.
Aynı gün Mehmet Ali Birand’ın oğlu Umur Birand, görüntülerin yanlışlıkla servis edildiğini belirterek, özür diledi.
15 Temmuz’dan sonra o günlerin atmosferi dolayısıyla Meral Akşener’in 15 Temmuz öncesi söyledikleri yanına kâr kaldı. Ama bugünlerde Meral Hanım’ın söyledikleri, yaptıkları yenilip yutulacak şeyler değil. Tamam, siyaseten muhatap almayabilirsiniz, ancak kaşıdığı konular siyaset ötesi konulardır. Kendisi de siyaset ötesi bir kişiliktir…
Facebook Yorum
Yorum Yazın