Benim bir hayalim var. Ömrüm vefa ederse Osmanlının hüküm sürdüğü bütün toprakları dolaşmak. Bu manada çok yeri dolaşma imkanımız oldu çok şükür. 3 Şubat’tada Mısır’a gitmiştik. Ziyaretimizin 3. Günü ülkemizde deprem olunca tadımız, huzurumuz kaçtı. Dönünce uzun uzun yazacak,Mısır izlenimlerimizi paylaşacaktık fakat yoğun gündem nedeniyle fırsat bulamadık.
Kısaltarak da olsa yazmak bu güne nasip oldu. Mısır tarihi miras ve kültür bakımından dünyanın en önemli devletlerinin başında geliyor. Keşfedilmiş fakat açığa çıkartılmamış ve keşfedilmemiş o kadar çok mekan var ki, bunu yerindegörünce daha iyi anlayabiliyorsunuz.
Mısır denince aklainsan eli ile yapılan piramitler geliyor ve tabii ki de Nil Nehri. Piramitler çok farklı ve zor yapıldığı düşünülen yapılar. Bu yapılar nasıl yapıldı diye merak ediyorduk fakat öyle bir tapınak gördük ki piramitler tapınağın yanında bize göre yapılması daha basit kaldı.
KarnakTapınağı sanırım insan eliyle yapılmış en zor yapıdır. O günkü koşullarda ve o ortamda nasıl yapılmış anlamakta güçlük çektik.KarnakTapınağı GizaPiramitlerinden sonra en çok ziyaret edilen antik mekanmış Mısır’da.
Dünyada yazılı ilk barış antlaşması Mısırlılar ile Hititliler arasında yapılmış.KadeşBarış Antlaşması Hitit Kralı III. Hattuşili ve Mısır Kralı II. Ramsesarasında Akad dilinde yazılmış ve Mısır dili ve Hititçe de kopyalanmış. KadeşBarış antlaşması imzalanırken tarih milattan önce 1300’leri gösteriyormuş. Yaniyaklaşık 3300 yıl önce.
KadeşBarış Antlaşmasının bir kopyası 1906 yılında Çorum Boğazköy (Boğazkale) kazılarında bulunmuş.Kil tablette olan antlaşma İstanbul Arkeoloji müzesinde sergilenmekteymiş. Ayrıca KadeşAntlaşmasının Çorum’da bulunan çivi yazılı tabletin büyütülmüş kopyası New York’ta birleşmiş milletler binasının duvarında asılıymış.
Kadeş, Suriye’nin Humus şehrinde asi nehri kıyısında yani tam Hitit devleti ile Mısır’ın ortasında yer almakta. KadeşAntlaşması kralın mührünün yanında kraliçenin mührünün de olduğu bir antlaşmaymış. Gümüş tablete yazıldığı bilinen orijinal levha kayıpmış.
UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü) tarafından barış ve güzellik açısından dünyanın en iyi şehri kabul edilen Sharm El-Sheik ilk durağımızdı. Sharm El-SheikKızıldeniz’de Sina Yarımadasının ucuna kurulmuş turistik bir şehir. Mısıra bağlı ama özerk bir bölge. Yani Süveyş kanalı özerk bir bölgede ve vizesiz gidilebiliyor.
Mısır’a ise vize ile gidiliyor. Normal pasaport ile 18 ile 45 yaş arası ziyaretçilerin 225 dolar vize ücreti ödediği Mısır’a gitmek için diğer yaş grupları 50 dolar ödüyor. Sanırım Türklerden dünyanın en yüksek vize ücretini Mısır alıyor. Vize ücreti yüksek olsa da Mısır görülmeye değer bir ülke.
Nil nehrini merak ediyorduk. Beklediğimizden fonksiyonel ve güzel bulduk Nil Nehrini. Nil nehrinde çok gezindik. Muhteşem bir duygu. Suyun önemini anlamak için Nil Nehrinin Mısır’a faydasını görmek yetti bize.
Mısır’da “ÖlülerŞehri.” diye bir mekan var. Bildiğimiz mezarlık. Boyu 6.4 kilometre olan mezarlık Kahire’nin merkezinde. Kahire 25 milyon nüfusa sahipmiş ve 2 milyona yakın kimliksiz insan bu mezarlıkta yaşıyormuş.
Türbe, mescit ve camileri mesken olarak kullanan fukaralara şehir dışında TOKİ benzeri konutlar yaparak oraya taşımışlar ve mezarlığı tadilata almışlar. Tadilatı aslına uygun yapıyorlar. Biten yerler çok hoş görünüyordu.Kahire’ye gidip El EzherCamine uğramamak olmazdı…
Facebook Yorum
Yorum Yazın