Nasreddin Hoca’ya atfedilen bir hikâye anlatılır. Hikâye şöyledir: "Adamın birisinin Nasreddin Hoca’dan alacağı vardır ve parayı tahsil etmekte zorlanır fakat alacaktan vazgeçecek değil ya Hoca’ya gider “Hoca borcunu ne zaman ödeyeceksin?” diye sorar.
Nasreddin Hoca adamın yüzüne manalı bir şekilde bakar ve “Şu gördüğün yerden koyunlar geçiyor. Ben buraya diken ektim. Dikenler büyüyecek buradan geçen koyunların tüyleri dikene takılacak. Takılan tüyleri toplayıp satacağım ve sana olan borcumu ödeyeceğim.” der.
“Şimdi bu hikâyeyi neden anlattın?” diye soranlar olabilir fakat bu hikâyede hayal bile olsa bir plan bir program var. Yani dikeni ekmiş bugüne uyarlarsak üretim tesisini kurmuş. Bu tesisi koyunların geçeceği güzergaha yapmış. Yani bir plan bir hesap ile hareket ediyor. Nasreddin Hoca’nın hesabı tuttu mu tutmadı mı onu bilemiyoruz, zaten konumuz da o değil.
Bugüne baktığımızda böyle uçuk bir plan bile maalesef ki göremiyoruz. Bunu iktidarda göremediğimiz gibi iktidara gelmeyi planlayanlarda da göremiyoruz. “İktidarın bir planı olsa ülke ekonomisi bu duruma düşmez, bu kötü günler yaşanmazdı.” diyenler haksız mı?
Ya da “Pandemi ve Rusya-Ukrayna Savaşı olmasa ekonomi bozulmazdı.” diyenler haklı olabilir mi?
Hadi iktidarın ekonomiyi düzelteceğine dair ümidimizi yitirdik diyelim. Peki ana muhalefet partisi genel başkanı iktidara gelirlerse ekonomi ile ilgili ne diyor?
Kendisine ekonomi politikalarının nasıl olacağını, “Bu kadar vaatte bulunuyorsunuz, kaynağı nereden bulacaksınız?” diye soran sunucuya “Benim adım Kemal ben bulurum.” diyor.
Şaka gibi değil mi?
Evet şaka gibi ama maalesef ülkemizin durumu bu. Ülkeyi kötü yönettiği söylenen hükümet yine de “Ehveni şer!” diye de olsa milletin umudu olmaya devam ediyor.
Diğer yandan muhalefetin iddiasına göre ülkeyi batıran bir hükümet var fakat bu iddianın sahibi muhalefet hala milletin ümidi olamamış ise bu işte bir tuhaflık yok mu?
Bu şartlarda bile millete ümit olamayanların “Kusurumuz ne?” diye sorması gerekmez mi?
Muhalefetin ikide bir Ak Parti’ye oy verenlere hakaret edeceğine bu şartlarda bile millete ümit olamamalarını sorgulamaları gerekmez mi?
Görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler diyelim ve her şeyin düzelmesi için dua edelim çünkü duanın dışında elimizden bir şey gelmiyor.
Yani ülkemizde beşerin eliyle güzel bir şey olacak gibi görünmüyor. Allah (CC) yardımcımız olsun inşallah.
Bu millet neden “İki kötü!” ya da “İki ehveni şer!” arasında tercih yapmak zorunda? Hiç mi gönül rahatlığı ile göğsünü gere gere gidip birine vekaletini veremeyecek?
Allah’tan politika dışında birkaç güzel gelişme var da ülkemiz ve milletimiz adına ümidimizi diri tutabiliyor her şeye rağmen yarınlara umutla bakabiliyoruz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın