İslam toplumları neden geri kalmışlar neden fakir ve yoksulluğa mahkum olmuşlardır. Pek çok neden elbette vardır ancak İslam toplumları üzerinde yürütülen faaliyetleri de gözardı etmemek gerekir. Oryantalizm ve Oryantalistlere işaret etmek istedim. Lawrence den de söz etmemek olmazdı.
Oryantalistlerin Amacı ve faaliyetleri
Oryantalizmin diğer adı Şarkiyatçılıktır.
Kökenleri bin yılına kadar uzanır. Teşkilat olarak 18. yüzyılda ortaya çıkmıştır.
Oryantalist kelimesi 1779’da İngiltere’de, 1799’da da Fransa’da kullanılmaya başladı. Fransız Dil Akademisi’nin sözlüğüne ise 1838’de girdi
Tarihî süreç içerisinde pek çok anlamlar yüklenmiş olsa da Doğu araştırmacıları için ”Oryantalist’’ ve araştırmalar bütünü ise ”Oryantalizm’’ terimi ile ifade edilirken işin içine Doğulu araştırmacıların dahil olması “Oryantalizm” terimini tartışmaya açmıştır.
Bu araştırmalara ve araştırma kürsülerine Doğulu araştırmacıların dahiliyetiyle Oryantalizm terimi, tartışılır duruma gelmiş ve kapsamı açısından artık yeterli durumda olmamıştır.
1. ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Batılı bilim adamlarının bu araştırmaları EMPERYALİST faaliyetlerin alt yapısını oluşturmuştur.
1973 yılında Paris’te 29.Uluslararası Oryantalistler toplantısında ise tartışmalı da olsa adını ‘’Kuzey Afrika ve Asya Konulu Uluslararası Beşerî Bilimler Kongresi’’ olarak değiştirmişlerdir.
Aslında Oryantalistlerin ve çalışmalarının karşı yönelik eleştiriler Edward W. Said’in “Oryantalizm” çalışması yeni anlamlar kazandırmıştır.
Edward W. Said, M. Foucault gibi emperyalist ekonomik ve politik güçler arasında bağlantıyı ortaya çıkarmıştır.
Oryantalistlerin yaptıkları çalışmalar daha sonraki dönemlerde de tartışılagelmiştir.
Edward W. Said’in çalışmasından sonra oryantalizmin birçok negatif anlam kazanmasından ötürü oryantalistler, kendilerinin ‘’oryantalist’’ terimiyle, çalışmalarının ise oryantalizm ile ilişkilendirilmesinden rahatsızlık duymuşlardır.
Bernard Lewis ve daha birçok oryantalist, duydukları bu rahatsızlığı eserlerinde dile getirmişlerdir.
Batılı Oryantalistler, Oryantalizmin bilimsel çalışma olduğunu Doğu’nun dillerini ve kültürlerini inceleme disiplini olduğunu iddia etseler de objektif olduklarını savunsalar da çalışmaları Batı’nın Doğu üzerinde sürdürdükleri maddi/manevi sömürgeci ve EMPERYAL faaliyetlerini görmek istememişlerdir.
Edward W. Said, oryantalizmi kısaca ‘’hepsi birbirine dayalı birçok şey’’ diye tarif etmiştir.
Bizim burada anlatmak istediğimiz; Doğu araştırmalarının bilim hâline getirildiği akademik disiplin içinde yapıldığı ve EMPERYAL faaliyetlere zemin hazırlamasıdır.
Bizi bizden daha iyi anlama çalışması olan oryantalist çalışmalar ile Oryantalizm kurulduğu günden bugüne İslam coğrafyasında inanılmaz faaliyetler yürütürler.
Doğu kültürünün inancının ayrılık noktalarını, kırılma noktalarını ve sinir uçlarını çok iyi bilirler.
Mahatma Gandhi Hindistan’ın bağımsızlığı çalışmaları sırasında “İngilizler tarafından öldürülen inekler Hindu bölgelerine atılıyor ve Müslümanlarla Hindular arasında kanlı olaylar tertip ederek kendilerine karşı yapılan bağımsızlık direnişinin önüne geçmek istiyorlardı.” diye anlatıyor.
Bu durum İran‘da Irak’ta Suriye‘de Yemen‘de had safhada yürütülmektedir
Türkiye’de pek tabiî olarak Oryantalistlerin faaliyet alanıdır.
Türkiye’de mezhep tartışmaları, tarikat tartışmaları, hadis tartışmalarının genellikle Oryantalist ilahiyatçılar tarafından yürütülmekte oldukları nerede ise ilk bakışta gözlemlenebilmektedir.
Ayrıca bazı tarikatlar tarafından ise uydurma hadis, hurafe ve israiliyatlar hatta ritüeller din adına piyasaya sürülmektedirler.
Aslında başta Türkiye olmak üzere İslam toplumları ORYATALİZMİN kuşatması altındadır desek abartmış olmayız.
Mezopotamya’da Lawrens, şeyh/alim olarak ortaya çıkar Osmanlıya karşı halkı ayaklandırır.
Oryantalistler çeşitli ülkelerde ise şeyh, hoca, alim olarak ortaya çıkar ve faaliyet yaparlar.
Hiç kuşku yok ki 15 Temmuz ihanet hareketinin dal budak sarmalarında önemli rol üstlenmiş oldukları bir gerçektir.
Türkiye’de Oryantalist olarak bilinen bazı şahısların ihanet hareketi içinde önder ve yol gösterenler olarak ortaya çıktıkları gerçektir.
Makalemizde anlatmak istediğimiz Oryantalizmin kökü dışarıda ve derin tarihe ve tecrübeye sahip olduklarını örnekleri ile anlatmak ve bugün dahi faaliyetlerini ne kadar etkin bir şekilde yaptıklarını ortaya koymaktır.
Bu yeter mi? Tabii ki yetmez, o hâlde ne yapmalıyız?
İslam toplumlarında Oryantalizm benzeri bir faaliyet görülmez çünkü İslam medeniyeti yok etmek üzere kurulmamış, aksine “emri’bil mağruf nehy’i anil münker ” üzerine faaliyetini yürütmeye çalışır.
Ayrıca İslam toplumlarında Oryantalizm, Şarkiyatçılık, Doğu Bilimcilik olarak ifade edilirken çoğu zaman faaliyetin arka planı ve amacı ıskalanmaktadır.
İslam toplulukları kendi içine dönük faaliyet ve basit işlerle günü gün ederken
Batılı Oryantalistler Doğu insanını, inancını, medeniyetini, birbirleri ile ilişkilerini, dizayn ve tertip ederler.
Bunun böyle olduğunu tespit için çok delil aramaya da gerek yoktur. Sadece orta yerde dolaşan Oryantalistleri tanıyın kâfidir.
İslamî olarak yapılanlara bakın kâfidir.
İran toplumu üzerinde Kerbela hadisesini sunuş şekillerine, anlatış şekillerine bakınız, taze tutarlar ve İslam toplumu arasına daima aşılmaz duvarlar örerler, kini ve nefreti diri ve taze tutarlar.
Akıldan çıkarılmaması gereken bir başka husus da bir hareketin çıkış noktasıdır.
Çıkış noktası; İngiltere/ İngilizler ise bir defa düşünmek yetmez bin defa düşünmek gerekir.
Merhum Necmeddin Erbakan “Kim ben mi Siyonizm’e hizmet ediyorum diye diye Siyonizm kendine hizmet ettirir de farkına varmaz hizmet edersin.” derdi.
Kim ne yapıyor?
Yapılan iş kimin işine yarayacak?
Düşünmek lazımdır.
İdrak, basiret, feraset, dikkat ve teyakkuz hâlinde olmalıyız.
Oryantalizm Siyonizm’in manivelalarından sadece birisidir. Siyonizm asırlara yayılmış birikim ve tecrübeye sahiptir.
Teklifimiz, sivil toplum örgütleri ve üniversitelerimiz, özellikle de İlahiyat fakültelerimiz, yarından tezi yok ORYANTALİZM KONGRESİ düzenlemeli.
Toplum bilincine katkı vermelidir.
Vesselam.
Facebook Yorum
Yorum Yazın