Siyaset, siyasetle uğraşanların bazılarını hayal kırıklığına uğratırken bazılarına da ciddi katkılar vermektedir. Hayal kırıklığı ile katkı tamamen beklenti ile ilgilidir. Beklentiden kasıt sadece maddi değil tabii ki, sosyal çevreden tutunda fikri gelişime birçok alanda katkı vermek.
Siyasetten kazanç denilince ilk akla gelen paradır ama siyasetten para kazanmak öyle her “yiğidin!” harcı değil fakat konumuz bu olmadığı için bunu geçelim.
Siyaset, insanların fikirleri ya da inandığı değerler doğrultusunda millete hizmet etme aracıdır ve fakat bu herkes için böyle midir bunu kamuoyunun takdirine bırakalım. Biz, siyasetin insana kattığı güzelliklerden bahsedelim.
Siyaseti yeni kurulmuş veya %1lik oy oranına sahip partilerde yapmak çok meşakkatli ama bir okadar da zevklidir. Emek verirsiniz, zamanınızı verirsiniz ve hatta çocuklarınızın nafakasını bile kısar partinize verirsiniz. İnandığınız değerlerinizle yönetilen ya da yönetildiğini düşündüğünüz partinin oyunu artırmak için gece gündüz çalışırsınız.
Siz,birilerini ikna edip üye yapmak için dil dökerken, “İyi diyorsunuz ama kazanma şansınız yok, oyum ziyan olur.” gibi aslında mantıklı gibi görünse de idealist bir bakış açısıyla bakınca olmaması gereken bir savunma ile size olumsuz cevap verirler.
Siz, pes etmez ve “Oy ne zaman ziyan olur biliyor musunuz? Oy sistem sizi istemediğiniz ya da güvenmediğiniz birine oy vermek zorunda bıraktığında ziyan olur. Yani bu çok kötü, bu geleceğine şu gelsin diye tercih yaptırıldığınız zaman ziyan olur.” dersiniz fakat vatandaş yüzünüze tebessüm ederek bakar, siz anlarsınız adamın sizi küçümsediğini ama yapacak bir şey yoktur “Hayırlısı olsun.” der çalışmalarınıza devam edersiniz.
İdealist insanlar için bu mücadele her şeye rağmen zevkli ve güzeldir. Bunun yanında partinin ilçe başkanı, ilbaşkanı, genelbaşkan yardımcıları ve hatta genel başkan ile bile istediğiniz zaman rahatça görüşme imkanınız olur. Bu da çok zevkli bir şeydir. Düşünsenize bir, ideallerinizi gerçekleştirecek olan partinizin genel başkanı sizi dinler ve fikirlerinizi önemser. Siyaset yapan biri için bu çok büyük bir mutluluktur.
Bu tür yani yeni kurulmuş ya da oy oranı % 1 seviyesinde olan partilerde çok güzel dostluklarda kurarsınız. Hatta bu dostluklar sizi o kadar kaynaştırır ki, ailecek gidip gelmelere kadar götürür. %1 de kaldığınız sürece bu dostluk bu samimiyet böyle devam eder. İlçe başkanı, il başkanı ve hatta genel başkan bile bütün üyelerle hasbihal eder ta ki bir gün milletvekili ya da belediye başkanı çıkaracak seviyeye gelene kadar.
Ondan sonra işler değişir. İşin içine makam, mevki işi girince durumlar değişir. Size “Siz dava insanısınız, davamızın yükselmesi için şu kişi aday olmalı.” denir ve siz gerçekten de idealleriniz uğruna bunun böyle olduğunu düşünürsünüz…
Evet arkadaşlar yeni kurulmuş bir partideyseniz ya da %1 oy alan bir partideyseniz sıkıntı yok ama bir gün partiniz yükselirse siyasilerin teşkilatçıların omuzlarına basarak yükseldiğini ve zirveye çıktığında da geriye dönüp teşkilatçıların yüzüne bakmadığını görebilirsiniz.
Şayet bu durum zorunuza gidecek ve hayal kırıklığı yaşayacaksanız şimdiden kararınızı verin çünkü bu siyasetin olmazsa olmazıdır. Şayet siyaseti inandığınız değerler için yaparsanız bu durumlarla karşılaşırsanız hayal kırıklığınız olmaz. Sizden önceki dava insanları gibi nöbetiniz biter yeni dava erleri bulunur. “Biz olmazsak kimse olmaz.” diye de düşünmeyin mutlaka birileri bulunur…
Facebook Yorum
Yorum Yazın