Zamlar can acıtacak gibi dedik ama gibisi yok acıtıyor. Tıpkı gerçeklerin acıttığı gibi. Neydi o gerçekler? Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi fakat kimse sesini çıkaramadı. Kimse “Kral çıplak!” diyemedi.
Bir Genel Seçim süreci yaşadık. İktidar yerini koruma adına ilk defa bu kadar popülist politika uyguladı. Hatta daha önce teklif edildiğinde “Vatana ihanet olur!” diyerek reddettiği EYT’yi bile çıkardı.
Muhalefet ise o kadar uçuk vaatlerde bulundu ki, söylediklerine kendileri bile inanmadılar. Neden mi? Çünkü kaynağı sorulduğunda “Benim adım Kemal, ben bulurum!” gibi taraftarlarını bile ikna etmeyecek sözler söyledi.
Bize göre muhalefetin kazanamamasınınçok sebebi olabilir ama asıl üç nedeni vardı. Neydi onlar? Sayın Akşener’in “Biz NATO üyesiyiz. NATO’dan yana taraf olacağız. Gerekirse Rusya’ya ambargo uygulayacağız.” diyerek bu hükümetin izlediği ve aklıselim herkesin kabul ettiği tarafsızlık ve arabuluculuk politikasını değiştireceklerini söylemesiydi. Türk Milleti NATO nedir gayet iyi biliyor.
İkincisi ise sınır ötesi operasyonların bitirileceğinin söylenmesi. Yani terör ile mücadele konusuydu. Toplum muhalefetin bu görüşünü kabul etmedi çünkü herkes ülke güvenliğimizin sınırlarımızın dışında başladığını kabul ediyor.
Üçüncüsü ise seçilmeleri durumunda ülkemizin çok başlı bir ekip ile yönetilecek olmasıydı. Millet çok başlı bir yönetimin neler getireceğini siyasilerden daha iyi bildiği için her şeye rağmen mevcut iktidarla devam etmeyi tercih etti.
Şimdi bakıyoruz yapılan zamlar sonrası muhalif kanat iktidara oy verenleri suçluyor “Oh olsun, bu size müstahak.” diyorlar. Oysa ekonomide çok basit kural var. Birilerine bir şey verecekseniz sizde olması lazım. Olmayanı vermek nelere sebep oluyor tecrübe ile sabittir.
İktidara bir şekilde destek verenler bu ekonomik şartların oluşacağını üç aşağı beş yukarı kestirebiliyordu. Kestiremediği muhalefet kazanırsa nasıl olacağıydı. Çok basit bir şey bu, millet bilineni bilinmeyene tercih etti.
Muhalefet, “Biz o kadar vaatte bulunduk millete güven veremedik. Bu kadar kötü şartlarda bile millete ümit olamadık.” deyip kendilerini sorgulamak yerine iktidara oy verenleri suçluyor.
Sanki onlar iktidara gelse yaş çay alımına yüzde yüz zam yapıp kuru çay satışını aynı tutacaktı. Altı kilo yaş çaydan bir kilo kuru çay çıkıyorsa bu fiyatlar doğal bir sonuç değil mi?
İşçiye, emekliye, memura, dula, yetime, milletvekiline zam yapıp hiçbir hizmete zam yapılmamasını beklemek nasıl bir akıl ki?
Evet beyler ülkemiz bazı alanlarda kötü yönetildi. Ve fakat bu kötü yönetimin üzerine son on yılda ülkemizde ve dünyada yaşananları da koyunca bu günümüze bile şükrediyoruz.
Cumhurbaşkanımızın yirmi yıldır ülkemize yaptığı hizmetler yadsınamaz fakat yeni yüz yıl dediğimiz bu dönemde umarız işleri ehillerine bırakır ve sadece denetimini yapar.
Umarız yerel seçimler sonrası Ak Parti Genel Başkanlığını da bırakır ve sadece Cumhurbaşkanlığı yapar.Cumhurbaşkanımız son dönemini iyi değerlendirip muhalefet cephesinde bile iyi anılmak isteyecektir diye düşünüyoruz.
Facebook Yorum
Yorum Yazın