Bursa’da epeyce şelale var.
Neredeyse her ilçenin bir akarsuyu ve akarsuyun yüksekçe yerden dökülen şelalesi.
Uludağ’da yirmi yıl kadar yürüyüş yaptım.
Her tarafında ayrı çekim gücü ve güzelliklerinin olduğunu söyleyebilirim.
**
Bu gün Aras Şelalesi’nden bahsedeyim.
Aras Şelalesi Bursa Osmangazi ilçesinde Soğukpınar yakınlarında.
Ketenliyayla dan gidiliyor. Ketenliyayla mevkisi tırmanırken birden genişleyen alanı ile insana huzur veriyor.
Tek tük de olsa evlere rastlıyorsunuz. Aslında yıllar önce bir iki tane idi, yakın tarihte epeyce çoğaldı. Soğukpınar istikametinden Ketenliyayla’ya geldiğinizde tam karşı ormanlık bölgeye doğru uzayan bir patika mevcut. Sağ tarafa doğru giden genişçe yoldan araba ile de gidiliyor.
Patika yol ise ormanın güzelliklerini size cömertçe sunuyor. Ancak ormanlık alanda yaşayan canlılar olduğunu da belirtmem lazım. Zira bu bölgede ayılar da yaşıyor. Yaklaşık iki saat civarı bir yolculukla şelaleye ulaşmak mümkün.
Sağ tarafa araç yoluna giderseniz (ben daha çok bu yolu kullanıyorum) kısa süre sonra bir köprüye rastlıyorsunuz. Köprüden devam eden toprak yol Keles Epçeler Köyü’ne kadar gidiyor.
Köprüye geldiğinizde adını nehirden alan Aras vadisinde akan dereyi, Aras’ı göreceksiniz.
Köprünün altından bile içtiğinizde epeyce soğuktur Aras’ın suyu.
Şelaleye, dere kenarından bazen sağ taraftan, bazen soldan ilerliyorsunuz. Bazen dere içinde taşların üzerine basıp tepeye pınara doğru ilerliyorsunuz.
Bu yolu tercih etmenin en önemli sebebi her istediğimizde suyumuzu soğukça içebiliyor, su sesiyle ilerleyebiliyoruz.
Hele ki şelaleye yakın yükseklikte olan bir yer var, geçerken oldukça dikkat edilmesi gerekiyor. Belgesel çekimlerini aratmıyor.
Aras vadisi de şelale kadar dikkat çekici güzellikte.
Su kenarlarında yeşilliklerin arasında kekik kokuları muhteşem. Yabani büyük yapraklı naneler de öyle. Yorulduğunuzda bir parça kekik koparıp kokladığınızda ciğerler bir rahatlıyor.
Zorlu olması yanında su şıkırtıları yorgunluğu bir nebze olsun azaltıyor.
Patikaya göre daha uzun süren yolculuk nihayet son buluyor.
Sürekli tırmanma sonrası bir düzlük ve karşıda on beş metre yükseklikten süzülen Aras Şelalesi gözler önünde.
Şelalenin döküldüğü yer dar bir alan.
Tırmanma yönünüze göre sol tarafınızda kalan şelale dağın bağrından yaklaşık on beş metreden iki gözden çıkıyor. Daha yaklaştığınızda şelalenin çıktığı gözlerin altından kayaların her yerinden su sızdığını fark ediyorsunuz.
Şelalede kuş cıvıltıları çok hoşunuza gidecektir.
Amma!
En çok hoşunuza gidecek olan ise suyun inanılmaz soğukluğu. Sanırım iki, en fazla üç derece sıcaklığı var. Küçücük pet şişeyi doldurana kadar eliniz donuyor.
Hatta abdest alırken bastığım taşlar bile buz gibi.
Yazımın en can alıcı noktası ise suyun tadıyla ilgili! Su çok soğuk olduğu için yudum yudum içebiliyorsunuz. Buna rağmen inanılmaz bir tadı var.
Anlatılmaz, gelip buradan içmelisiniz. Şelale ziyareti bittikten sonra dahi birkaç gün su içtiğinizde damağınızda Aras suyunun lezzetini hatırlıyorsunuz!
O içimine doyulmayan leziz su Aras Vadisi boyunca ilerleyip baraja geliyor.
Sonra diğer baraja.
Barajdan da bir yolculukla evlerimize kadar ulaşıyor. Kaynağından içtiğimiz Aras’ın unutulmaz lezzeti evimizde içilmiyor ve bir çoğumuz hazır su kullanıyoruz!
Havanın güzel olduğu sonbahar mevsiminde bir yolculuk yapmanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Şimdi tam da mevsimi!
**
Aslında bilgiyi de su gibi kaynağından edinmeliyiz.
Bir suyu, bilgiyi, bir lezzeti, kaynağından edinmenin ne kadar önemli olduğunu Aras Şelalesi’nden bir yudum su içtiğinizde anlayacaksınız.
Suya bilgiye lezzete kaynağından ulaşın derim.
Facebook Yorum
Yorum Yazın