Cemaatler öyle mensup olanların kendi kafalarına göre “mürşidi kamil” tayin etme yetkileri olamıyor. Görevdeki mürşid bir takım gelişmeler, işaretler neticesinde uygun görünen, işaret edilen kişiye emaneti teslim edebiliyor.
Yakın tarihimizi aydınlatıcı boyutu bulunan hatıramızdan faydalanabilineceğini düşünerek bunları yazıya döktüm.
***
Uzun uzadıya anlatılabilecek kısaca değindiğim bizi bu maceraya sürükleyen nedenlere de değinmeliyim.
10 yıl kadar önce yaşadığım bir İstanbul anısı var, paylaşmalıyım o anımı.
Rıdvan Yılmaz çocukluk ve gençlik yıllarımdaki bir arkadaşım, kaybettik kendisini Allah rahmet eylesin. Kahvede oturuyoruz; gelen bayram kardeşi Halim İstanbul Bayrampaşa’da asker ziyarete gidelim diye konuştuk, ben “asker arkadaşımı da görürüz” dedim. Çıktık arefe akşamı terminale gittik, İstanbul’a bilet bulduk ve bindik otobüse.
Sabah İstanbul’dayız. Önce erken saat olduğu için benim asker arkadaşım Cem Çelikler’in Zeytinburnu’ndaki evine gittik sabah saat sekizde kapıya dayandık, sağ olsun indi, kucaklaştık, bir hoş sohbet ve sonra Bayrampaşa’ya Halim’i ziyarete gittik.
Asker ziyareti işte, hasret giderdik ve İstanbul’a gelmişken bir dolaşalım dedik. Süleymaniye’ye vardık öğle namazını orada kıldık, sonra bahçesindeki mezarları ziyaret ettik. Bahçede meftun bulunan Kanuni Sultan Süleyman, Mimar Sinan ve diğerlerini ziyaret ederken birden Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi’nin kabrine geldik. Sonradan öğrendim Ahmet Ziyauddin Gümüşhanevi (Ramuz El Hadis’in yazarı) ve bir çok Hocaefendi de orada hepsine Fatiha okuduk. Sonra dolaşırken ikindi namazına cemaate yetişemedik; bir cami bahçesinde abdest aldık ve camiye girerken başımı kaldırıp bir de baktım ki İskender Paşa Camii yazıyor.
Yıllar sonra düşündüm, “biz bir cemaate mensup olmalı mıyız, olmak gerekiyorsa nereye gitmeliyiz?” diye sorduğumuz Erbakan Hocamız bizi hem Milli Görüş lideri olarak salih amel işleyen teşkilat mensubu, hem de bir mürşidi kamil sıfatıyla müridi olarak bağrına basmış!
Teklerin ve çiftlerin sayısınca Elhamdülillah!
Bir düşünür müsünüz, arefe akşamı terminale gideceksiniz bilet bulacaksınız, istanbul’a gideceksiniz işinizi bitirdikten sonra gezerken mezar taşında Bursalı Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi‘nin kabri başına geleceksiniz, ikindi namazında Mehmet Zahid Kotku Hocaefendi‘nin yıllarca görev yaptığı İskenderpaşa Camii’ne misafir olacaksınız; “bir cemaate mensup olmak gerekli ise neresi” diye sorduğunuzda ise bakar mısınız, Erbakan Hocamız bizi nasıl da bir istikamet doğrultusunda yönlendirmiş. İşte bunun farkına varacaksınız!
Allah razı olsun Muhterem Erbakan Hocam!
Biz bu yaşadığımız olaydan 10 yıl önce Rıdvan Yılmaz arkadaşımla İstanbul’a gittiğimizde o ‘GÖRÜNMEYEN ÜNİVERSİTE’ye gidip, kaydımızı yaptırmışız da haberimiz yokmuş, vesselam.
Facebook Yorum
Yorum Yazın