Milli görüş lideri, 54. Hükümet Başbakanı merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı vefatının 12. Sene-i devriyesinde rahmetle yad ediyoruz.
HER BAHAR AÇAN ÇİÇEK BU BAHAR DA SENSİZ MAHZUN VE SOLGUN
Konuştuğunu yapan lider...
Her görüşten insanımız, Erbakan isminin ne kadar ileri görüşlü, ne kadar bilge bir bilim adamı olduğundan bahsediyor. “Erbakan çok haklıymış!” diyor.
Sağcısı, solcusu, akademisyeni, iş adamı, köylüsü, her kesimden, her düşünceden insan bugünlerde sosyal medyadan; merhum Prof.dr. Necmettin Erbakan’ın sözlerini videolarını paylaşıyor.
Ülkemizde her görüşten ve her milletten, her inanıştan insan var. Türkiye’deki farklı görüşler zenginliğimizdir.
Her görüşten insanımız Erbakan isminin ne kadar ileri görüşlü, ne kadar bilge bir bilim adamı olduğundan bahsediyor.
“Erbakan çok haklıymış” diyor.
Türkiye'de ilk yerli motor üretimi olan Gümüş motor fabrikasını kuran kişidir Erbakan.
O Türkiye'de kendisine en çok haksızlık yapılan siyasetçi, mühendis, akademisyendir. Türkiye'de Başbakanlık görevini 28 Haziran 1996 ile 30 Haziran 1997 tarihleri arasında sürdürmüştür. 28 Şubat sürecinden sonra istifa etmeye zorlanmıştır ve 5 yıl süreliğine siyaset yasağı getirilmiştir.
Buna rağmen ona karşı yapılan tüm alçaklıklara, haksızlıklara rağmen ülkesine ve milletine küsmemiştir.
Aslında büyük devlet adamı bilge insan,hayattayken geceli gündüzlü ülkesi için çalışıyorken maalesef çok fazla kıymeti bilinmedi.
En büyük siyasi rakipleri dahil onun siyasetteki nezaketini ve insanlığından bahsediyorken ona karşı vefasızlıktan geri durmadı.
Siyasete gireceği ilk yıllarda Adalet partisine başvurduğunda okul arkadaşı Süleyman Demirel’in engellemesi ile siyasete bağımsız milletvekili adayı olarak başladığı söyleniyor.
Siyaset hayatı boyunca nezaketi elden bırakmayan ülkesini milletini düşünen biriydi.
Peki ülkesi ve insanlık için çalışmalar yapmaktan başka birşey yapmayan bu siyasetçinin çalışmaları neden engellendi.
Hükümette iş başındayken partisi neden kapatıldı?
Okul arkadaşı olan dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel birinci parti çıktığı halde hükümet kurma görevini neden üçüncü partiye verdi?
Necmettin Erbakan herşeye rağmen sakinliğini nasıl korudu?
Askeri darbelerle ve siyasi baskılarla sürekli siyaset dışına itilmek istenmesine rağmen o bu oyunu her seferinde nasıl bozdu?
Tüm bunların cevabı Erbakan'ın büyük bir devlet adamı olmasındandır.
Vefatından sonra ondan özür dileyen rakipleri bile oldu.
Hepimiz Erbakan Üniversitesinin öğrencileriyiz aslında, Erbakan hocanın yetiştirdiği birer öğrencileriyiz, bizleri öyle bir yetiştirdiki onun yokluğunda onun özlemi ve hasreti ile onun yolundan gidenler olarak onu anarken, bizi nasıl olgunlaştırdığını bu günlere nasıl hazırladığını daha iyi anlıyoruz.
Sabır abidesi bir öğretmen gibi bizi yetiştirirken o günlerde onu anlayamayanlar oldu hep, tüm siyasi hareketleri haksız ve hukuksuz bir şekilde bir bir kapatılırken siyasetin dışına itilirken onun insanlığın selameti için çalıştığını anlayamadılar.
Ona düşmanlık yapanlar acımasızca eleştirenler bile bugün artık onu anlarken, arkasından gidenler mitinglerine katılanlar onu anlamadılar, son yıllarında yalnız bıraktılar.
Ama onu bugün anarken vefatının yıldönümünde daha iyi anlıyoruz bize bıraktığı mirasına daha fazla sahip çıkıyoruz çıkacağız inşallah.
Farklı siyasi görüşten olan merhum Bülent Ecevit ile beraber hükümet kurup Kıbrıs barış harekatını başlatıp, İncirlikteki Amerikan üssünü kapatan tek liderdir Erbakan.
Esselamünaleyküm diye selamlayışını özledik...
“Banane Amerika’dan” diye haykırışını özledik...
Siyonizmin oyununu tek tek bizlere anlatmasını özledik, özledikçe özlemimiz arttı...
Yıllar öncesinden bugünleri öngören bir devlet adamıydı.
Konuştuğunu yapan lider, ümmet için gece gündüz çalışan lider Prof. Doktor Erbakan Hocamız “bir Çiçek’le bahar olmaz”
diyenlere, “Her bahar bir çiçekle başlar!” diyordu.
Hocamızın şu ibretlik sözleri her zaman hafızalarımızda.
Erbakan Hocamız diyorki;
“Şu sözümü unutmayın; bilmemek bilmemek değildir, bilmemek bilmediğini bilmemektir."
Tarihi bir söz söylüyorum;
"Siyonizm öyle üstadır ki, kim benmi? Ben hiç siyonizme hizmet edebilirmiyim? Diyenlere bile siyonizm kendi marşını söylete söylete seni kendi ordusuna asker gibi kullanır.”
Hocamızın ferasetini saatlerce anlatmaya kalksak zaman yetmez.
Onu anarken onun ferasetinden ileri görüşlerinden nasiplenerek bıraktığı yoldan gitmekten başka çaremiz yoktur.
Hocamız başka ne diyordu;
“Eğer bugün başörtülü bir hanımefendinin beyi Cumhurbaşkanı olabiliyorsa bu hanımın ve o beyin değil sizin (Milli görüşün) hizmetlerinizin sonucudur!”
“Fırtınalara yön veren, kelebeklerin kanat çırpısıdır” diyordu.
“Bizim davamızda kimse kendi için yaşamaz. Herkes kardeşi için yaşar, menfaatleri öldürmenin en kolay yolu budur.”
Diyordu.
Ne yazıkki kardeşi olarak bildikleri onu anlamadı. Hans’lar anladı onu ama Hasan’lar anlamadı.
Başka ülkelerde üniversitelerde adına kürsüler açılan, tezler yazılan bir liderdi.
Erbakan hocamıza ve davasına ihanet edenler maalesef hep kardeş bildikleri ve hep kendi ülke vatandaşları oldu.
Siz siyonizmin oyuncağı olup, bilerek yada bilmeyerek Erbakan hocamızın fikirlerini öldüremezsiniz.
Hocamız iktidardan indirilip partisi kapatıldığında nasıl metanet ve feraset ile karşıladı. Barışı ve huzuru sağlamak için iktidardan indirildiği halde bunun için; "tarihin akışı içerisinde nokta kadar hükmü yoktur “ demişti.
Bize şanlı tarihimizi hatırlatan, bize bizi hatırlatan bilge adam, Prof. Dr. Necmettin Erbakan'dır.
Viyana kapılarında uğradığımız ihaneti bize anlatan, Sakarya’ya kadar geri çekilişimizin sebeplerini beynimize kazıyan lider.
Viyana’dan Sakarya’ya uzanan gerileyen ve duraklayan tarihimizi Kıbrıs Barış hareketi ile yeniden ayağa kaldıran liderdir, ERBAKAN...
Siyonizmin her oyununu bozandır.
Dünya mazlumlarının umudu ERBAKAN olmuştur.
“Erbakan öldü bu dünyadan gitti! “ diye sevinmelere inat onun fikirlerini yaşıyoruz ve savunuyoruz.
Birlik ve beraberlik içerisinde aynı geminin içerisinde olduğumuzu unutmadan.
Türkiye’de sağcısı solcusu dünyadaki her görüşten insan Erbakan hocamızı özlemle anıyor ve arıyor.
Türkiye’de yaşayan herkesin Prof.dr Necmettin Erbakan’a özür borcu vardır. Dünyada ki müslümanların ise Erbakan’a bir vefa borcu vardır.
Hocamızın şu sözü herşeyi açıklıyor.
“Hakkın tesisi için çalışmamakla, batılın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur.”
“Hak geldi, batıl zail oldu! ”
Son olarak Erbakan fikrini savunmak onun yolundan gitmek onun sözlerini bugün sosyal medyada paylaşmak, “Erbakan hoca haklıymış” demekle olmaz. Erbakan fikrini benimsemek onun bıraktığı yolda yürümekle olur.
Sosyal ve ekonomik politikaları ile "Dünya İslam Birliği"ni kurmakla olur.
Her görüşten her siyasi düşünceden insanların ülke menfaatleri söz konusu olduğunda birlik ve beraberlik içerisinde bir araya gelmesiyle olur.
Eğer onun videolarını paylaşıyorsanız onun gibi herkesi kucaklamalıyız.
Facebook Yorum
Yorum Yazın