Sonsuzluğun kalp atışlarıdır Mardin'de nağmeler
Yankılanır taş plaklardan en kalbi terennümler.
Gözyaşları yıkar, ruhları elemden bi-haberler.
Tume’nin keman sesine uyanır tüm güzellikler
Atalarımın diyarı şimdi çok çok uzaklarda
Benim olamayan cümle sabah ve akşamlarda.
Yalnızız sılada sevenlerimiz yok buralarda.
Ölümün pençesi panzehir günah ve sevaplarda.
Kara saplı bıçaklarla kaplı şehrin sinesi
İmdat ediyor, uzaklardan duyuluyor nalesi.
Tükendik avuçta kaldı geçmişin tatlı meyvesi.
Bizi bize bıraksın yeter gurbetin çilesi.
Mümkün olsaydı eğer efsunlu bir âlemde olmak
İsterdim bin ömrüm olsa, güzelliğine hapsolmak.
Durdurup zamanı, Mardin’in kadim nabzını tutmak.
Zarif taşlarında tane tane medeniyet saymak.
Umarsız derde deva ki ölüm, bekler penceremde
Vazgeçmiş bedenim bekleyecek seni kabrimde.
Çare yok anladım, vuslat olmayacak yeryüzünde
Korkum, bir daha görünmeyecek yıldızım gökyüzünde.
Gözyaşı şişesi koyacak kimsem yok başucumda.
Mezarcı çöz ipimi işim yok muhabbet yumağında
Belki görürüm gözyaşlarını gerçek dostların da.
Bedenim sonsuz huzur bulacak Mardin toprağında.
Facebook Yorum
Yorum Yazın