Büyük medeniyetlere ışık tutmuş kadim Mardin kenti, farklı ve karmaşık heterojen kültürleri bağrında kucaklayarak kültürel potasında eritmiş, bunun sonucu olarak sosyal topografyasında önemli değişikler yaşamadan günümüze kadar acıları, ağıtları, gözyaşları ve sevinçleri yeknesak ederek homojen bir yapıya kavuşturmayı başarmış ender kentlerdendir. İşte bu nedenledir ki, kendine özgü yüksek uygarlık düzeyiyle tüm zamanlara ayrıcalıklı bir “stampa” olma özelliğini bağrında taşımıştır. Bu güzide şehrin korunması ve her tarafında barut, molotofkokteyli veya göz yaşartıcı bomba kokuları yerine, reyhan kokusunun yeniden dantela işlemeli taşlara sinmesi en büyük arzumuzdur.
Büyük bir zevk inceliği ve şiir gücüyle kurulu, tarih boyunca tüm farklı etnisitelere kucak açan, tarih perspektifi içinde azmin, sabrın ve özverinin gerçek manadaki nüvesini oluşturan, misafirperverliğiyle müstesna bir yere sahip kadim Mardin kenti, şiddet ve nefretin değil, sevgi, saygı ve kardeşliğin merkezi olma özelliğini yeniden aynen devam ettirme konusunda mesafe alması için üzerimize düşen görevleri yerine getirmek arzusundayız.
İllüstratör ressamın fırçasından çıkmış müstesna inceliğe sahip kadim Mardin kenti, hiddetin ve şiddetin değil, hoşgörünün ve kardeşliğin ortak adı olsa gerek. Bu vesileyle, Mardin’in hoşgörü iklimini teneffüs etmekte olan tüm Türk, Arap, Kürt, Süryani, Yezidi gibi farklı ama bir o kadar da birbirleriyle et ve tırnak gibi yakınlaşmış ve eklemlenmiş tüm etnisite unsurlarını kalben kucaklar, selam, sevgi ve saygılar sunarız.
Facebook Yorum
Yorum Yazın