Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Turgut Özal’ı ölümünün 28. yıldönümünde rahmetle yâd ederken eski bakanlardan Fehim Adak ile arasında geçen ders verici nitelikteki görüşmeden kısa bir anekdotu, çıkar ve gelecek beklentisi taşımayan ve salt milli, manevi ve etik değerler manzumesi üzerine kurulu siyasi düşünce anlayışının önemli bir yansıması olarak özellikle yenil nesil siyasetçilere ders verici nitelikte bir deneyim olması açısından faydalı görüyoruz.
12 Eylül 1980 askeri darbesi sonucu Anayasa’nın geçici 4. maddesi ile konulan siyasi yasaklar 6 Eylül 1987 günü yapılan referandum sonucunda 75 bin oy farkla kaldırıldı. Böylece Süleyman Demirel, Alparslan Türkeş, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan Hoca’nın siyasi yasakları kaldırılmış oldu.
Bu sonuç üzerine dönemin Başbakanı Turgut Özal, baskın seçim kararı aldı. Böylece 29 Kasım 1987’de yapılan erken seçimde ANAP, %36’lık oy oranıyla yeniden tek başına iktidara gelmeyi başardı.
Siyasi yasakların kalkmasından hemen sonra baskın seçim kararı alan Başbakan Turgut Özal, eski bakanlardan kadim dostu Fehim Adak ile seçimden önce bir araya gelerek özel bir görüşme yapar. Özal, rahmetli Fehim Adak’a geniş yetkilerle donatılmış özel bütçeli GAP’tan sorumlu bakanlık makamı vadederek ANAP’tan milletvekili adayı olmasını teklif eder.
Turgut Özal’ın geri çevrilmesi çok zor olan bu cazip teklifi karşısında Fehim Adak hiç tereddüt göstermeden, “sizden daha büyük makam ve mevki teklif eden var” diye cevap verince, şaşkınlığını gizleyemeyen Özal, ANAP’ın iktidar gücüne dayanarak; “bu şartlar altında bizden başka size kim daha yüksek makam ve mevki teklif edebilir ki?” diye soru yöneltince, Fehim Adak: “Cenab-ı Allah” diye cevap verir. Bu cevap üzerine şaşkınlığını gizleyemeyen Özal, o anda söyleyebilecek bir söz bulamaz.
Bunun üzerine Fehim Adak söze devamla, Prof.Dr. Necmettin Erbakan ile 1969’da bağımsız milletvekili adayı olarak başladığı siyasi yaşamını yine Prof.Dr. Necmettin Erbakan ile nihayete erdireceğini ve hiçbir makam ve mevkiinin kendisini bu kararından asla vaz geçiremeyeceğini gayet kibar bir dille Özal’a ifade ederek kendisine nazik teklifi için teşekkür eder.
Eski bakanlardan Fehim Adak’ın Milli Görüş çizgisindeki bu kararlı tavrı ve sağlam duruşu Erbakan Hocamızı o kadar çok derinden etkilemiş olacak ki, yıllarda yaptığı birçok toplantı ve mitinglerde Fehim Adak’ın bu asil tavrına vurgu yapmadan geçemiyordu.
Gerçekten de rahmetli Fehim Adak büyüğümüz, Erbakan Hocamızın vefatına kadar siyasi duruşunda ve çizgisinde hiçbir sapma göstermeksizin hep yanında yer almaya devam etti.
Saadet Partisi’nin 4 Mayıs 2014 tarihinde Ankara’da yapılan 5. Olağan Kongresi’nde Dr. Fatih Erbakan’ın yanında salona girerek kongre divanının önünde Genel Başkan Adayı Dr. Erbakan’ın elini havaya kaldırarak Erbakan Hocamız döneminde olduğu gibi ‘Milli Görüş’ davasına olan samimi bağlılığını ve duruşunu bir kez daha ortaya koymaktan geri durmadı.
Facebook Yorum
Yorum Yazın