İnsanlık öldü mü? Denilen günleri yaşıyoruz. Yaklaşık bir asırdır belirli bir gücü elde etmiş siyonist yahudiler insanlığı ifsad ediyorken, kendilerine direnenleri terör safsatasıyla etiketliyorlar. Oysa siyonizm felsefesiyle dünyanın bir çok..
İnsanlık öldü mü?
Denilen günleri yaşıyoruz. Yaklaşık bir asırdır belirli bir gücü elde etmiş siyonist yahudiler insanlığı ifsad ediyorken, kendilerine direnenleri terör safsatasıyla etiketliyorlar. Oysa siyonizm felsefesiyle dünyanın bir çok ülkesindeki (Türkiye’de dahil!) hizmetkarlarıyla insanlığa bayrağı olan yüzölçümü belirsiz topraklarıyla ‘devlet terörü’ suçu işliyorlar.
Dünya ise insanlığa zulmeden zalim siyonistlere ses çıkartmıyor/çıkartamıyor.
Bunun çeşitli sebepleri var.
Biz öncelikle inanç farkı ayrıt etmeksizin tüm insanlığın düşmanı siyonist yahudi mantığını ortaya koymalıyız.
İnsanlığın düşmanını tanımlamalıyız.
Bazen virüs, bazen fitne, bazen savaş, bazen katliam ile bu mikroplar insanlara zarar veriyor. Bozgunculukta sınır tanımayan siyonist kabalacı yahudiler binlerce yıldır olduğu gibi günümüzde de insanlığın en büyük düşmanı durumunda.
Doğru sözlü olmamaları, ticari ahlak yoksulu olmaları, iftiracı, yalancı, isyancı, bozguncu, fitne ve tefrikacı, zalim, ifsadçı, ırkçı gibi özelliklere sahipler.
Siyonistlerin son derece tehlikeli ve sürekli ‘güncel’ özelliklerini öğrenmeye ve bilmeye ihtiyacımız var.
Siyonist İsrailoğullarının karakterlerini net biçimde ve en güvenilir kaynak kutsal kitabımız Kur’an’dan tanımlayalım istedim. Küçük bir araştırma ile kısa kısa ilgili bölümleri hep birlikte bir tekrar edelim.
Kurân-ı Kerim, çeşitli ayetlerle Yahudilerin karakterlerini ortaya koyuyor.
Böylelikle siyonizm zihniyetinin ahlâkî bozukluklarını tüm insanlığa ilan edilmiş. Allah, onlara vermiş olduğu nimetlerini saymış ve bu nimetlere karşı onların nankörlüklerini kutsal kitabımızda şöyle beyan etmiştir:
‘Andolsun biz, İsrailoğullarına kitap, hükümranlık ve peygamberlik verdik, onları güzel ve temiz yiyeceklerle rızıklandırdık ve onları (o dönemde) alemlere üstün kıldık.’ (Câsiye, 45/16)
Bu ve muhtelif ayetlerde zikredilen ‘âlemlere üstünlük’ vasfı, alimlerin ittifakıyla kıyamete kadar devam edecek olan bir özellik olmayıp, sadece eskiden kendilerine peygamberler gönderildiği zamanlara münhasırdır. O zaman diliminde de Allah’tan gelen tüm dinler birbirinin tamamlayıcısı ve tamamı ‘İslam Dini’ idi. Zira onlar, kendilerine verilen bu ve diğer birçok büyük nimetin kıymet ve kadrini bilemediler.
Allah’a ve peygamberlerine isyan etmek, hatta peygamberlerden hoşlarına gitmeyenleri öldürmek suretiyle Allah’ın gazabına ve lanetine uğradılar. Cumartesi avlananları yani ilahi emre karşı gelenleri maymun ve domuz suretlerine çevrildi ve alemlere üstün olma vasfını kaybettiler.
Bu vasfı kaybetmekle kalmayıp, zillet ve düşkünlük vasıflarına büründüler.
İşte bahsettiğim ayet:
‘De ki: Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lanetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte, bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.’(Mâide, 5/60)
Yahudilerin, Kur’an-ı Kerim’de zikredilen kötü ahlâklarını ve bu ahlâklara delalet karakteristik özelliklerini anlatan diğer bazı ayetlerden seçtiklerimi de sizlerle paylaşmak istiyorum:
Allah’a (haşa) ‘yalancı’ diyerek iftira etmeleri ve söyledikleri yalanlar:
‘…Onlar, bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.’(Âl-i İmrân, 3/75)
Allah, ‘Şüphesiz Allah fakirdir, biz zenginiz.’ diyenlerin sözünü elbette duydu…’ (Âl-i İmrân, 3/181)
‘(Bir de) Yahudiler ve Hristiyanlar, ‘Biz Allah’ın oğulları ve sevgili kullarıyız’ dediler. De ki, ‘Öyleyse (Allah) size neden günahlarınız sebebiyle azap ediyor? Hayır, siz de O’nun yarattıklarından bir beşersiniz.’…’ (Mâide, 5/18)
‘Bir de Yahudiler, ‘Allah’ın eli bağlıdır (cimridir)’ dediler. Hay kendi elleri bağlanası ve söylediklerinden ötürü lanete uğrayasıcalar! Hayır, onun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir…’ (Mâide, 5/64)
Yalan sözleri ve konuşmaları dinlemeyi sevmeleri hakkında da örnek vermek istiyorum:
‘Ey Peygamber; Kalpten inanmadıkları halde ağızlarıyla “İnandık” diyenler (münafıklar) ile Yahudilerden, küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, (Yahudiler) yalan uydurmak için (seni) dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler…’ (Mâide, 5/41)
‘Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir…’ (Mâide, 5/42)
Aynı zamanda Allah’a karşı isyanları var, inatla haddi aşmada da pek önde gidiyorlar:
‘İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever.’ (Mâide, 5/13)
Seçtiğimiz ayetler oldukça anlaşılır sanırım. Şayet öncesi ve sonrası ayetlere de göz atmak isteyenler resmi daha net görebilirler.
Biz siyonistlerin özelliklerini ortaya koymaya devam edeceğiz!…
Facebook Yorum
Yorum Yazın